Başbakan Ünal Üstel, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 40’ıncı kuruluş yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı:
Başbakan Ünal Üstel mesajında şunları kaydetti:
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 40 yaşında. Hepimizin Cumhuriyet Bayramını yürekten kutluyorum. Halk olarak, 1963 yılında başlayan varoluş mücadelemizden tam 20 yıl sonra, tırnaklarımızı vatan topraklarına sıkı sıkıya geçirerek ve canımızı ortaya koyarak ulaştığımız Cumhuriyetimiz bugün 40 yaşında.
Atatürk’ün ” Cumhuriyet fazilettir” diyerek en yüksek erdem olarak tanımladığı Cumhuriyetimizi tam 40 yıldır tüm zorluklara, baskılara ve ambargolara karşın, yaşatıyoruz, yüceltiyoruz ve güçlendiriyoruz. Bu toprakları vatan yapmak için canını ortaya koyarak, halkımızın kendi sınırlarında, kendi bayrağı altında, güven içinde, özgür biçimde, başı dik ve onurlu şekilde yaşamasını sağlayan tüm aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyorum.
Halkımızın içindeki özgürlük meşalesini tutuşturan Toplum Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ü, halkımızın kendi kendini yönetme iradesini zirveye taşıyan Cumhuriyetimizin Kurucusu Rauf Raif Denktaş’ı rahmetle ve şükranla anıyorum.
Anavatan Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan garantörlük hakkını kullanarak gerçekleştirdiği ve sadece Türklere değil, Rumlara da Barış getiren 20 Temmuz Mutlu Barış Harekatı sonrasında, halkımızın tüm iyi niyetli çabalarına rağmen Kıbrıs Sorununa bugüne kadar adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm bulunamamıştır.
Kıbrıs Türk tarafı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterleri tarafından ortaya konan tüm çözüm önerilerine samimiyetle destek vermiş hatta referanduma sunulan Annan Planı’nı kabul ederek çözüm istenci noktasında ne kadar samimi olduğunu tüm dünyaya ispatlamıştır.
Ne var ki, maksimalist taleplerinden vazgeçmeyen, adanın ortak zenginliklerini ve her şeyden önemlisi siyasi eşitliğimizi asla kabul etmeyen Rum Yönetimi tüm çözüm arayışlarını adeta sabote ederek adil, kalıcı ve sürdürülebilir tüm çözüm girişimlerinin sonuçsuz kalmasına sebep olmuştur.
Kıbrıs Türk Halkı, 50 yıl boyunca ucu açık şekilde sürdürülen Federal temeldeki müzakerelerden artık bir sonuç çıkmayacağını görmüştür. Adanın gerçeklerini, adada iki devletin ve iki halkın varlığını görmezden gelen, çağın 50 yıl gerisinde kalan mevcut parametrelerle, adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme ulaşılamayacağını artık tüm dünya da görmelidir.
Kıbrıs Türk tarafı olarak, 2020 yılında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında, Cumhurbaşkanımız Sayın Ersin Tatar, hükümetimiz ve Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerinde mutabakat sağladıkları iki devletli çözüm vizyonumuzu ortaya koyduk ve yeni bir gelecek yolculuğuna başladık.
Rum Yönetimi’nin müzakereleri sadece Kıbrıslı Türkleri masaya hapsederek, dünya ile bağlarını koparmak için kullanmasına halkımız artık izin vermeyecektir. İki devletli çözüm vizyonumuzun, dünyaya duyurulmasının ardında, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın recep Tayyip Erdoğan Birleşmiş Milletler 77. ve 78’nci genel kurullarında tüm dünyaya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyın çağrısı yapmıştır.
Yine bu dönemde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olmuştur. Kıbrıs Türk Halkı artık ezberleri bozmuştur. Kıbrıs Türk Halkı, Cumhuriyetinin diğer tüm devletler gibi uluslararası camiada hak ettiği yeri alması ve dünya ile kucaklaşmak için başlattığı yürüyüşüne hızlı adımlarla devam etmektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak, dünya ile kucaklaşma yolculuğumuz devam ederken diğer yandan Cumhuriyetimizin 40. yılında devletimizi de dünya ile kucaklaşmaya hazır hale getirmeliyiz.
Bu noktada, devletimizin tüm büyük alt yapı sorunlarını çözmeli, kamu yönetimi, eğitim, sağlık, ulaştırma, enerji, ekonomi, tarım, turizm gibi konularda mevcut bulunan tüm alt yapı eksiklerimizi ortadan kaldırmalıyız. Bu düşünce ile hareket eden hükümetimiz, bu süre içerisinde, karşılıklı sevgiye, saygıya, güvene ve kardeşliğe dayanan Anavatan Türkiye ile olan ilişkilerini en üst seviyeye çıkarmış ve imzalanan Mali ve İktisadi İşbirliği Antlaşmaları ile ülkemizin ve halkımızın ihtiyaç duyduğu tüm yaşamsal projeleri tek tek hayata geçirmeye başlamıştır.
Yıllardır, gerçekleştirilemeyen reformlar hayata geçirilmeye başlanmıştır. Yerel yönetimler reformu gerçekleşmiş, yerel yönetimlerimiz güçlendirilmiştir. Ulaştırmada yarım kalan projeler tamamlanmaktadır. Yeni çevre yolu projeleri başlamak üzeredir. Yeni Ercan devlet havalimanı hizmete sokulmuştur. Sağlık ve Eğitim alanlarında gelecek yıl atılacak dev adımlar için çalışmalar tamamlanmıştır. Yeni hastane ve okul projeleri başlanmak üzeredir. Ülkenin en temel ihtiyaçlarından biri olan enerji açığını ortadan kaldıracak, Kablo ile elektrik getirilmesi projesi ve enterkonnekte sisteme geçiş süreci ile ilgili imzalar atılmıştır. Yaşam suyunun tarım alanları ile buluşmasını sağlayacak tünel ve taşıma hattı projelerinin önemli bir bölümü tamamlanmıştır. Sosyal konut ve diğer konut edindirme projeleri gelecek yılda gençlerimize büyük katkı sağlayacak projelerinden olacaktır.
Tüm bunlar Anavatan Türkiye’nin büyük desteği ve hükümetimizin doğru, kararlı ve cesur adımları sayesinde gerçekleşmektedir. Cumhuriyetimizi 40. yılında, dünya ile kucaklaşan, dünya ile yarışan ve dünya ile rekabet edebilir hale getirmek en büyük hedefimizdir.
Sorunlarımız var biliyoruz. Ama çözüm önerilerimiz de var ve geleceğe büyük bir umutla bakıyoruz. Halkımızın alım gücünü yukarılara çıkarmak, refah seviyesini artırmak, halkımızı gelecekten endişe duymayacak bir noktaya getirmek için canla başla çalışıyoruz. Cumhuriyetimizi yüceltmek, onu Türkiye yüzyılının ortak bir paydaşı haline getirmek için de canla başla çalışıyoruz. Kimsenin kuşkusu olmasın. Yarınlar bugünlerden çok iyi olacaktır. Cumhuriyetimiz, her geçen gün daha da güçlenecek, dünyada hak ettiğini alacak ve sonsuza kadar payidar olacaktır.
Cumhuriyetimizin 40. yılında halkımızın bu büyük bayramını kutluyor, özgürlük meşalesini yakan Toplum Liderimiz Dr. Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Raif Denktaş ve aziz şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyor, ihtiyaç duyduğumuz her alanda kayıtsız ve şartsız yanımızda duran, içinde bulunduğumuz ateş çemberi coğrafyada güven içerisinde yaşamamızı sağlayan Anavatan Türkiye’ye ve aziz milletimize şükranlarımı sunuyorum. Yaşasın karakteri bağımsızlık olan Kıbrıs Türk halkı. Yaşasın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Yaşasın milletimiz.”