Başbakanlık bütçesi görüşülüyor
Eklenme Tarihi: 10 Aralık 2024

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Başbakanlık bütçesi üzerine görüşme devam ediyor. 1 milyar 969 milyon 523 bin TL’lik Başbakanlık bütçesi üzerine söz alan CTP Milletvekili Fikri Toros, sosyokültürel ve ekonomik kalkınma konusunda konuştu.

Sosyokültürel ve ekonomik kalkınma planının önce CTP tarafından ortaya konulduğunu kaydeden Toros, Başbakan Ünal Üstel hükümetinin bunu özümseyerek, hükümet programına aldığını ancak buna yönelik hiç bir şey yapmadığını söyledi.

Plan yaparken global bir takım gelişmelere bakmak gerektiğini anlatan Toros, hükümetin bu noktada tamamen gözlerini kapattığı eleştirisinde bulundu.

“Ekonomiyi büyütmek için kalıcı yatırım ve yatırımcılar istiyorsak öncelikle bu ülkeyi kara paradan arındırmamız lazımdır.” diyen Toros, kara paraya karşı mücadelede Başbakanlık liderliğinde gerekenin yapılması gerektiğini kaydetti.

Suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesine ilişkin çalışmanın bir yıl önce yasallaştığını anımsatan Toros, bu yasal düzenlemenin kara parayı etkisiz hale getirmediğini çünkü bu konuda birçok noksan düzenleme olduğunu belirtti.

İş gücü piyasasının tamamen şekil değiştirdiğini söyleyen Toros, bu piyasanın bir takım yasa dışı faaliyetlerle özdeşleştiğini kaydetti. Toros, iş gücü piyasasının acilen disipline edilmesi gerektiğini vurguladı.

Kıbrıs sorununun çözülmesinin ardından gerçekleşmesi beklenenlere değinen Toros, çözüm sonrası dış talebi büyütme ihtiyacının doğacağını, bunun bugünden öngörülmesinin şart olduğunu ve buna yönelik politikaların oluşturulması gerektiğini anlattı.

Adil bir vergi sisteminin tesis edilmesi gerektiğine de değinen Toros, bunları tasarlayıp uygulayacak olanın Başbakanlık olduğunu anlattı.

CTP Milletvekili Filiz Besim de Başbakanlık bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, Başbakanlığın hükümetin başı olduğundan, Başbakanlık bütçesi konuşulurken direk ülkenin konuşulduğuna işaret etti.

6 Şubat depremine değinen ve o acının yaralarının hala sarılamadığını kaydeden Besim, Kıbrıs’ın da deprem hattında olduğunu belirtti. Prof. Dr. Naci Görür’ün konuyla ilgili açıklamalarına işaret eden Besim, uzmanların uyarılarını da hatırlattı. 6 Şubat depreminden sonra Başbakanlık bünyesinde kurulan deprem komitesinin görevinin binaların depreme dayanıklılığına ilişkin çalışmaları yapmak olduğunu söyleyen Besim, bu çerçevede toplanan paranın ne kadarının ne için harcandığıyla ilgili detay istedi.

Birçok hastane, sağlık ocağı ve okulun durumunun kötü olduğunu söyleyen Besim, bazı okullarda konteyner sınıfların kullanılmasını da eleştirdi. BEsim, depremle ilgili yol haritasını çizmenin Başbakanlığın sorumluluğunda olduğunu vurguladı.

İmar planının geçtiği İskele’nin yanı sıra Güzelyurt’ta Gaziveren bölgesinde 15, 20 katın üzerinde binalar olduğuna işaret eden Besim, bu binaların depremde riskli olacağı uyarısında bulundu. Besim, ülkede depreme dayalı yapılara ihtiyaç olduğunun altını çizdi.

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli de söz alarak, bütçe rakamlarına bakıldığında 2025’in zor bir yıl olacağının anlaşıldığını söyledi.

Hükümet yetkililerinin sıklıkla kullandığı “reform” söyleminin içinin boş olduğunu savunan İncirli, “Sahte reçete” davalarını anımsatan İncirli, polisten aldıkları bilgiye göre soruşturmanın daha çok uzun süreceğinin anlaşıldığını aktardı. “Sahte diploma” meselesinde de sürecin devam ettiğini kaydeden İncirli, hükümetin icraatlarıyla halkın güvenini sarstığını ve güvenin yeniden tesisi için yapılması gereken işler olduğunu belirtti.

Ülkedeki genç işsizlik ve kadın istihdamı sorunlarına değinerek, ciddi bir istihdam reformuna ihtiyaç olduğunu kaydeden İncirli, ülkedeki işsizliğin en büyük nedenlerinden birinin iş yerlerinin ayakta duramaması olduğunu söyledi. İncirli, hükümetin bu konuda bir şeyler yapması gerektiğini belirtti.

Nüfus sayımı ve nüfus politikasının yapılması gerektiğini kaydeden İncirli, hükümetin kaynakları “şatafata” harcamasının kabul edilebilir olmadığını söyledi. Bu ülkede sanayicinin gözden çıkarıldığını ifade eden İncirli, bunun da kabul edilemez olduğunu ifade etti.

Cinsiyet eşitliği meselesine de değinen İncirli, bu meselenin insanlık onuruyla ilgili olduğunu belirterek, bu alanda da düzenlemeler yapılması gerektiğini kaydetti.

Hükümet yetkililerini kurumlar üzerinde siyasi baskı kurmaktan vazgeçmeye çağıran İncirli, İstatistik Kurumu’nu örnek verdi.

BM’nin sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda işler yapılması gerektiğini söyleyen İncirli, bir gazetecinin yazdığı bir yazı nedeniyle hapse girmesinin toplum üzerinde korku yaratacağını belirtti.