Büyükelçi Feyzioğlu, TÜRKPA’ya gözlemci üyeliği kutlamak amacıyla Cumhuriyet Meclisi Başkanı Töre’yi ziyaret etti
Eklenme Tarihi: 02 Mayıs 2023

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, “Eğer Rumlar AB’ye güvenip çözümsüzlüğün peşinde gidiyorsa, KKTC’nin de Türkiye’si vardır ve daima olacaktır” dedi.

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın “BM genel Kurulu’nda KKTC’yi artık tanıyın” çağrısının, uluslararası hukukun gereğini tüm dünyaya hatırlatmasının çok değerli ve önemli bir adım olduğunu anımsatan Feyzioğlu, geçtiğimiz hafta KKTC Cumhuriyet Meclisi’nin Türk Devletleri Teşkilatı Parlamenterler Birliği Asamblesi’ne gözlemci üye olmasının bunun yansıma ve sonuçları niteliğinde olduğunu söyledi.

Feyzioğlu, “Uluslararası hukuk anlamında eşit, egemen KKTC devletinin tüm dünya tarafından tanınacağı günleri hep birlikte inşallah göreceğiz” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, Cumhuriyet Meclisi’nin Türk Devletleri Teşkilatı Parlamenterler Birliği Asamblesi’nin 12. Genel Kurulu’nda gözlemci üye olmasını kutlamak amacıyla Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre’yi ziyaret etti.

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu ziyarette yaptığı konuşmada, Cumhuriyet Meclisi’nin TÜRKPA’ya gözlemci üye olmasını yürekten kutlayarak, Türk devletleri teşkilatına KKTC’nin anayasal adıyla üyeliğinin son derece önemli bir aşama olduğunu vurguladı.

Feyzioğlu, gözlemci statü veya asıl üye statüsünün çok da önemli olmadığını, burada önemli olanın, devlet olarak üyelik olduğunu kaydetti. Feyzioğlu, bunun aslında “tanınma” denilmeden bir tanınma anlamına geldiğini söyledi.

Metin Feyzioğlu, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın “BM genel Kurulu’nda KKTC’yi artık tanıyın” çağrısının uluslararası hukukun gereğini tüm dünyaya hatırlatmak açısından çok değerli ve önemli bir adım olduğunu anımsattı. Feyzioğlu, geçen hafta kazanılan bu üyeliğin ise bunun yansıma ve sonuçları niteliğinde olduğuna işaret ederek, bunun devamının artarak geleceğine inanç belirtti.

Feyzioğlu, “KKTC’nin uluslararası hukuk anlamında eşit, egemen devletinin tüm dünya tarafından tanınacağı günleri hep birlikte inşallah göreceğiz” dedi.

Bazı kesimler tarafından KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı veya TÜRKPA’ya “gözlemci” üyeliğinin, “asıl” üye olmadığı gerekçesiyle küçümsenmeye çalışılmasını eleştiren Feyzioğlu, şöyle devam etti:

“Adadaki sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eyaleti ya da toplum olarak değil de KKTC devleti ve Kıbrıs Türk halkı olarak kabul görmek çok önemli.. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve onların etki alanındakileri bu gelişme öfkelendirdi çünkü KKTC devleti bağımsız, egemen, eşit hukuki statüde bir devlet olarak artık devletler camiasında kabul görmeye başladı.”

Uluslararası hukuka göre KKTC’nin devlet olmanın tüm şart ve unsurlarını içerdiğine dikkat çekerek, tanımayan devletlerin, uluslararası hukuku siyasetle gölgelendirdiğini kaydeden Feyzioğlu, KKTC devletini tanımamanın, devletin varlığını sorgulatmayacağını belirtti.

Türkiye ve KKTC devletinin uluslararası hukuka uygun tanınma haklı ve meşru çağrısının, KKTC’nin altyapısını kusursuz hale getirme gayretiyle doldurulacağını ifade eden Feyzioğlu, şöyle devam etti:

“KKTC devleti bağımsız egemen olduğuna göre, altyapıdaki yapısal tüm eksiklikler giderilerek, sonsuza kadar varlığını sürdürebilecek hale gelmesi gerekiyor. TC Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’ndaki ‘KKTC’yi artık tanıyın’ çağrısının içeriğinin doldurulması için Türkiye kardeşlik hukuku çerçevesinde KKTC’ye Anadolu’dan su getirildi. Bu, burada kalıcıyız, birileri bizi tanımsa da tanımamaya dirense de biz kalıcıyız demek.

Aynı şekilde bu bölgedeki en önemli havaalanlarından birini çok yakında hizmete sokuyoruz. 400 milyon Dolar’a. Bu havalanın açılması da burada bir devlet vardır, bağımsızdır, egemendir ve kalıcıdır anlamına gelir.

Yine o çerçevede kablo ile elektriğin getirilmesi burada bağımsız egemen, sonsuza kadar varlığını sürdürecek bir devletin bulunduğunun aslında bir işareti, göstergesi, bir ispatıdır.

Güney Kıbrıs ve Rumların destekçilerinde öfke ve telaş yaratan bu kabloyla ilgili mesele şudur: KKTC güneş enerjisini kullanarak elektriğini üretecek ve Anadolu’ya kabloyla gönderecek. Almanya ve Romanya Kıbrıs Türkünün ürettiği elektriği kullanmaya başlayınca, bu artık buradaki devletin kalıcı olarak kabulünün mühürlenmesi anlamına gelecek.”

Feyzioğlu, kablonun güneşin olmadığı zamanlarda Türkiye’den enerji arz güvenliğini sağlayacağını, güneşin olduğu zamanlarda da Kıbrıs Türklerinin ürettiği elektriği tüm sisteme vererek, “Biz de bu devletler ailesinin eşit bir ferdiyiz” mesajı vereceğini vurguladı.

-“Bu aslında büyük bir barış projesidir”

Feyzioğlu şöyle devam etti:

“Bu projeler birer birer hayata geçtiğinde Rumlar kendi siyasetçilerine diyecekler ki Türklere, Türkiye’ye, KKTC’ye düşmanlığı bırakın, biz de onlardan elektrik almak istiyoruz diyecek. Telaş budur. Bu olunca KKTC ve Türkiye düşmanlığı siyaseten Güney’de prim yamayı bırakacak ve bu adada barış bir kez daha kuşkusuz ve kalıcı olarak galip gelecek. Mutlu Barış Harekatı’yla sağlandığı gibi. Bu aslında büyük bir barış projesidir.”

Türkiye’nin KKTC’de yaptığı diğer proje ve altyapı yatırımlarına da dikkat çeken Metin Feyzioğlu, KKTC’nin talepleri doğrultusunda KKTC’nin sağlık altyapısının da tüm eksikliklerinin giderilmesi için 2023 anlaşmasına gerekli düzenlemelerin eklendiğini kaydetti.

-Karpaz’a yeni sağlık merkezi

Metin Feyzioğlu, Karpaz’dan Mağusa’ya acil hasta yetiştirilmesinin oldukça sıkıntılı olduğundan, özellikle acil durum vakalarına daha merkezi ve daha ulaşılabilir bir yerde müdahale edilebilmesi için yeni bir sağlık merkezi kurulacağını vurguladı.

Güzelyurt’taki hastane inşaatının tamamlanacağını ve 500 yataklı Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin temelinin de en kısa sürede atılacağını ifade eden Metin Feyzioğlu, sosyal konut projesi ve kırsal kesim arsalarının altyapılarının da anlaşma ve kardeşlik hukukuna çerçevesinde TC tarafından yapılacağı müjdesini verdi.

Feyzioğlu, “Eğer Rumlar AB’ye güvenip çözümsüzlüğün peşinde gidiyorsa, KKTC’nin de Türkiye’si vardır ve daima olacaktır” dedi.

-Töre

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre de, TC Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde önce KKTC’nin anayasal adıyla Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olduğunu, ardından da Türk Devletleri Teşkilatı Parlamenterler Birliği Asamblesi’nin 12. Genel Kurulu’nda KKTC’nin yine anayasal ismiyle gözlemci üyeliğe kabul edildiğini anımsattı.

Türk Devletleri Teşkilatı Parlamenterler Birliği Asamblesi’nin 12. Genel Kurulu’nda TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un öncülüğünde Cumhuriyet Meclisi’nin gözlemci üyeliğe alındığına işaret eden Töre, bu olaydan duydukları memnuniyeti dile getirdi.

KKTC’nin artık kalıcı bir devlet haline geldiğin rahatlıkla ifade edebileceklerine dikkat çeken Töre, bu tür kurumsal yapılara KKTC’nin anayasal ismiyle kabul edilmesinin önemini vurguladı.

KKTC’nin önünün açıldığına inanç belirten Töre, KKTC’nin artık daha kalıcı bir hale geldiğini kaydetti.

KKTC’nin Türk devletleri dışında başka üyeler tarafından dolaylı da olsa tanındığını, KKTC’nin daha tanınır hale gelmesi için de ellerinden gelen gayreti göstereceklerini belirten Töre, Macaristan ve Türkmenistan’ın da Türk Devletleri Teşkilatı’nda ve TÜRKPA’da gözlemci üye olduklarını, onlarla da görüştüklerini anlattı.

Türkiye’nin yeni yüzyılının daha parlak olacağına inanç belirten Töre, TUSAŞ’ı ziyaretleri hakkında da Metin Feyzioğlu’na bilgi verdi.

Töre, Türkiye’nin varlığından dolayı Kıbrıs Türk halkının çok şanslı olduğunu ifade ederek, başta TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve tüm yetkililere KKTC’ye yaptıkları katkılar nedeniyle teşekkür etti.

Yapılan projelerin önemine değinen Meclis Başkanı Töre, “dünya 5’ten büyüktür” sözünün gerçekten çok doğru olduğunu kaydetti.

Töre, “Bizim için en büyük Anavatan Türkiye’dir, her şeyimize, imdadımıza Türkiye yetişiyor” dedi.

Konuşmaların sonunda Meclis Başkanı Zorlu Töre, Cumhuriyet Meclisi’nin flamasını TC Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’na takdim ettim.