Cumhurbaşkanı Tatar, Taşkent şehitlerini andı
Eklenme Tarihi: 14 Ağustos 2023


Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Taşkent şehitlerini andı ve “Geçmiş acılardan dersler çıkararak geleceği kurgulamak, şehitlerimize ve evlatlarımıza karşı en büyük sorumluluktur” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yayımladığı mesajda, “Taşkent, Terazi ve Tatlısu köylerinden silah zoruyla Rum güçlerince toplanan ve 1963-1964 ve 1974 tarihlerinde topluca katledilen soydaşların, Taşkent Şehitliği’nde yan yana yatmakta, egemenliğin ve bir devlet çatısı altında yaşamanın ne denli bedeller ödenerek elde edildiğini kendilerine hatırlattığını” vurguladı.

“Taşkent’te toprağa düşen kardeşlerimizi, faşist EOKA terör örgütü tarafından katledilen tüm masum insanlarımızı büyük bir acı, rahmet ve özlemle anıyoruz” diyen Tatar, şöyle devam etti:

“Barış Harekatı’nın ikinci aşamasında, tıpkı Muratağa, Sandallar ve Atlılar köylerinde Kıbrıs Türklerine karşı gerçekleştirilen ve kundaktaki bebekten yaşlılara kadar yüzden fazla insanın faşist EOKA terör örgütü tarafından katledilmesi gibi Taşkent’te de toplu katliamlar yapılarak tüm dünyanın gözü önünde insanlık suçu işlenmiştir.

BM Barış Gücü’nün adadaki varlığına rağmen, göz göre göre Kıbrıs Türkü’ne yaşatılan bu acıları ve savaş suçlarını unutmamız asla söz konusu olamaz.

Bilakis, geçmiş acılardan, tecrübelerden dersler çıkararak, geleceği kurgulamak, yaşanan acı deneyimlere sebep olan olgularla yüzleşebilmek; sadece şehitlerimize değil, gelecek nesillere karşı da en büyük sorumluluğumuz olacaktır.

Yaşanan acı tecrübeler bizlere bir kere daha tüm yalınlığıyla hatırlatmaktadır ki, Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıs adasında Rumlarla eşit müktesep haklara sahip olduğu yadsınamaz bir gerçektir.

Kıbrıs Türk tarafının müktesep haklarının gereği olan egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün teyidi gerçekleşmeden resmî bir müzakere sürecinin başlaması söz konusu olamaz.

Kıbrıs konusuna bulunacak sürdürülebilir ve adil bir çözüm için ortaya koyduğumuz yeni siyaset ve vizyon, sadece Kıbrıs adasındaki iki tarafın yararına değil, bölgesel ve küresel istikrar açısında da dikkate alınması gereken gerçekçi bir yaklaşımdır.

Bu duygu ve düşüncelerle, toplumsal var oluş yıllarında toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anarken, tüm gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.”