DAÜ DAUM deprem risklerine karşı tedbirler alınması gerektiğini belirtti
Eklenme Tarihi: 13 Aralık 2024

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM), Kıbrıs’ın etrafında büyük deprem yaşanma olasılığının bulunduğunu, bu nedenle deprem etkilerini azaltmaya yönelik tedbirlerin alınması gerektiğini belirtti.

DAÜ DAUM, Kıbrıs etrafında meydana gelen son depremlerle ilgili yaptığı değerlendirmede, olası depremlerin etkilerini azaltmaya yönelik belirlediği 13 tedbire işaret etti.

Kıbrıs’ın tektonik levha hareketleri açısından karmaşık bir bölgede yer aldığı, bu durumun, 1222’de meydana gelen 7.0–7.5 ve 11 Ocak 2022’de Baf’ın batısında meydana gelen 6.4 büyüklüğündeki deprem de dahil bir çok depreme neden olduğu kaydedildi.

Yakın zamanda Doğu Akdeniz’de meydana gelen, merkezi üssü kıyıdan yaklaşık 50 km uzaklıkta olduğu açıklanan depremin, Kıbrıs adası için önemli bir uyarı niteliğinde olduğu belirtildi.

Bazı faylardaki kırılmaların devam etmesi halinde “büyük deprem” meydana gelebileceği de kaydedilen değerlendirmede, “Adanın çevresinde son yıllarda meydana gelen küçük ve orta büyüklükteki depremler, bölgenin sismik olarak daha aktif hale geldiğini de düşündürmektedir.” denildi.

Olası depremlerin etkilerine karşı kurtarma, yardım ve tahliye süreçlerinin dikkatlice planlaması, inşaatlarda yapım hataları olmamasına dikkat edilmesi gerektiği belirtildi.

Deprem risk azaltma programını hayata geçirilmesi gerektiği ifade edilen açıklamada izlenmesi gereken adımlar şöyle sıralandı.

– “Ülkenin sismolojik bulgularına dayalı olarak sismik tehlike haritasının yenilenmesi,

– Depremle ilişkili tüm tehlike parametrelerini kapsayan mikrozonasyon haritalarının geliştirilmesi, (bunlar arasında yer hareketi şiddeti, baskın periyot, yüzey kırılması, heyelan, sıvılaşma, kaya düşmesi, büyük yerleşim alanları ve tsunami potansiyelleri yer almaktadır.)

– Yeni bilimsel ve teknik bulgulara göre tasarım ve inşaat standartlarının güçlendirilmesi ve güncellenmesi,

– Yeni binalarda, sismik performans ve sürdürülebilirlik açısından daha uygun yapı malzemelerinin kullanılması,

– Deprem dayanıklılığı yüksek binalar inşa etmek amacıyla gelişmiş ve yenilikçi yapısal sistemlerin uygulanması,

– En yaygın bina türlerini belirlemek için mevcut bina stoğunun sınıflandırılması,

– Her bina türü için uygun mühendislik talepleri belirleyerek kırılganlık eğrilerinin veya yüzeylerinin oluşturulması,

– Her bina türünün kayıp tahminlerinin yapılması,

– En acil olanlardan başlanarak, zayıf binaların güçlendirilmesi,

– Olası bir depremde, olası mağdurlar, yaralılar ve evsizlerin sayısının tahmin edilmesi ve temel ihtiyaçlarının belirlenmesi,

– Kurtarma ve yardım ekiplerinin hazırlık seviyelerinin artırılması,

– Evsizler için uygun barınma alanlarının belirlenmesi,

– Deprem ve diğer ani doğal afetlere karşı topluluk düzeyinde güvenlik kültürünün oluşturulması ve

– Tüm şehirler, kasabalar ve köylerde yerel afetler için Mahalle Yardımlaşma Merkezlerinin kurulması.”