
Dahiliye Uzmanı Dr. Özge Vural Aşıcıoğlu, güçlü bir bağışıklık için dengeli beslenme, bol su tüketimi, fiziksel aktivite ve kaliteli bir uykunun önemine dikkat çekti.
Sadece kış mevsiminde değil, her mevsimin kendine özgü hastalıkları ve sorunları olduğunu kaydeden Aşıcıoğlu, bu nedenle güçlü bir bağışıklık için düzenli bir hayat tarzının önemli olduğunu belirtti.
Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) konuşan Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Özge Vural Aşıcıoğlu, hayatımızın tüm dönemlerinde vücudumuzu güçlendirmek için birtakım önlemler almamız gerektiğini söyledi.
Özellikle bazı risk grupları bulunduğunu ve bu gruptakilerin hastalıklara karşı daha hassas olmaları gerektiğini de belirten Aşıcıoğlu, bebek, çocuk, yaşlı ve kronik hastalığı bulunanlar için güçlü bir bağışıklığın çok daha önemli olduğunu dile getirdi.
– “Ev beslenmesi bizim için olmazsa olmaz”
Her yaş grubunun kendi dönemine ait bir beslenme şekli ve tarzı bulunduğunu, bebeklerin ya da yaşlıların farklı beslenmesi gerektiğini aktaran Aşıcıoğlu, şöyle devam etti:
“Kabaca söylersek meyve ve sebze tüketimimizin artması gerekiyor. Sağlıklı yiyeceklerin artması gerekiyor, yani dışarıdan alınan fast food dediğimiz ve nereden geldiği belli olmayan yağlarla pişirilen bu gıdalardan uzak durmalıyız. Mümkün olduğu kadar doğal beslenmeye özen göstermeliyiz. Ev beslenmesi bizim için olmazsa olmaz. Çünkü ev beslenmesinde etin, sebzenin, yağın nereden geldiği bellidir.”
– “Uyku saatleri kadar uykunun kalitesi de önemli”
Aşıcıoğlu, güçlü bir bağışıklıkta uyku düzeninin de önemli olduğunu ekleyerek, vücuttaki hormonların bir ritimle salgılandıklarını ve bunun da uyku düzeniyle yakından ilişkili olduğunu söyledi.
“Hormon demek, sağlık demek.” diyen Aşıcıoğlu, hormonları düzenli hale getirmek için uyku düzeninin de doğru olması gerektiğini belirtti.
Uyku saatinin de tıpkı beslenme gibi farklı yaş gruplarına göre değiştiğini dile getiren Aşıcıoğlu, bebeklerde uyku saatinin daha fazla olduğunu, çünkü büyüme hormonunun uyku sırasında salındığını ancak erişkin yaşlara geçtikçe bu saatin biraz daha azaldığını kaydetti.
Aşıcıoğlu, belirli uyku saatleri kadar uykunun kalitesinin de önemli olduğunu dile getirerek, hangi ortamda uyunduğunun önemli olduğunu; “sessiz, sakin, huzurlu, stresten uzakta uyumak” gerektiğini aktardı.
– “Su…değerini bilmediğimiz bir mücevherimiz”
Hayatın ana maddesinin su olduğunu da belirten Aşıcıoğlu, sunun hayatımızın her döneminde yer alması gerektiğinin altını çizdi.
Havaların soğuk olmasına bağlı olarak birçok kişide su tüketiminin azaldığına dikkat çeken Aşıcıoğlu, “Su bizim mücevherimiz. Değerini bilmediğimiz bir mücevherimiz.” şeklinde konuştu.
Yazın havaların sıcak olmasına bağlı olarak vücudumuzun alarm verdiğini, bu nedenle de bol miktarda su tüketildiğini söyleyen Aşıcıoğlu, kış mevsiminde ise su kaybının daha az olması nedeniyle vücut sisteminin daha az alarm verdiğini, dolayısıyla az su tüketildiğini kaydetti.
Aşıcıoğlu, suyun aynı zamanda enfeksiyona yakalanma riskinin azaltılmasında, enfeksiyonların geçirilmesinde, yaşlanmayı önlemede ve vücudun hücresel bazda gelişiminde kullanıldığını da belirterek, kişilerin susamasa bile su içmeyi alışkanlık haline getirmesi gerektiğini söyledi.
– “Spor bizi stresten uzak tutar”
Özge Aşıcıoğlu, fiziksel aktivitenin hastalıkları engellemede birincil sırada yer aldığını da kaydederek, “Özellikle bizim ülkemiz gibi, kardiyovasküler hastalıkların birinci, diyabet, hipertansiyon gibi kronik hastalıkların ise ön sıralarda yer aldığı ülkelerde fiziksel aktivite olmazsa olmazdır.” dedi.
Tek başına diyet veya sadece sigarayı bırakmakla güçlü bir bağışıklığa sahip olunamayacağını belirten Aşıcıoğlu, fiziksel aktivitenin mutlaka hayatımızda olması gerektiğini, çünkü sporun bizleri stresten uzak tuttuğunu, kalp ritmini arttırdığını, kas kontraksiyonunu arttırarak kalori yakımını desteklediğini, bu sayede hem kilo almayı engellediğini hem de vücudun sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağladığını kaydetti.
Aşıcıoğlu, spora gidilememesi durumunda yürüyüş yapılabileceği hatırlatmasında da bulunarak, son yıllarda belediyelerin yürüyüş yolları ya da parklar yaptığını ve bu gibi alanlarda düzenli olarak yürünebileceğini, spor yapılabileceğini hatırlattı.
– “Güneşli bir ülke olmamıza rağmen D vitamini eksikliği yaşanıyor”
D vitamininin güçlü bir bağışıklık için gerekli olduğunu da aktaran Aşıcıoğlu, bu vitaminin güneş’ten alındığını ancak bol güneş gören bir ülkede olmamıza rağmen yine de D vitamini eksikliği yaşandığına dikkat çekti.
Aşıcıoğlu, D vitamininin güneşin en fazla etkileniminin olduğu saatlerde güneşe maruz kalarak alınabildiğini, ancak havaların soğuk olması nedeniyle kapalı giyinildiğini ve güneş ışını alınmadığını söyledi.
Yazın nispeten daha açık giyinildiğini ancak bu sefer de direkt olan güneş ışınlarından korumak zorunda olduğumuz, dolayısıyla güneşin en fazla etkileniminin olduğu saatlerde dışarıya çıkmadığımızı ya da dışarıya çıksak bile güneş kremi kullandığımızı aktaran Aşıcıoğlu, “Güneş kremi sürüyoruz. Çünkü güneşin zararlı etkilerinden mutlaka kendimizi korumalıyız. Bu durum vücudumuza gelen güneş ışığını engelliyor. Çözüm ise düzenli aralıklarla D vitamini düzeyimizi kontrol ettirmek ve uzmanın uygun görmesi durumunda belli doz ve sürelerde D vitamini kullanmak.” dedi.
Alınan D vitaminleri yanı sıra son yıllarda takviye olarak kişilerin reçetesiz olarak aldığı multivitaminler hakkında da bilgi veren Aşıcıoğlu, bu tür vitaminlerin kullanılması öncesinde mutlaka bir kan tetkiki yaptırılması tavsiyesinde bulundu.