Erdoğan: Netanyahu ve katliam şebekesi için çember giderek daralmaktadır
Eklenme Tarihi: 26 Kasım 2024

TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Netanyahu ve katliam şebekesi için çember giderek daralmaktadır” dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Gününü tebrik etti. 23 Kasım’da gerçekleştirilen programla hem ulvi bir vazifeyi yerine getiren öğretmenlerle bir araya geldiklerini hem de 20 bin yeni öğretmenin atamasını gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, vatanın her köşesinde birer eğitim neferi olarak aşkla görev yapacak yeni öğretmenleri tebrik etti.

Erdoğan, 22 yıldır eğitimi önceliklerinin ilk sırasına yerleştirdiklerini, evlatların en iyi şekilde yetişmesi için hiç bir fedakarlıktan kaçınmadıklarını söyledi.

Eğitim-öğretimde değişime ve yeniliğe direnmenin bizatihi hayatın kendisine direnmek manasına geldiğini belirten Erdoğan, “Ülkemizde maalesef kendini halen 1940’ların şartlarında gören eğitime bir gelişim ve tekamül aracı olarak değil bir ideolojik formatlama aracı olarak bakan bir kesim bulunuyor. Kökü mazide, ati tasavvurumuza uygun bir şekilde hayata geçirdiğimiz Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimizin uygulanmasında bu çevrelerin temelsiz eleştirilerine, engellemelerine ve sabotajlarına maruz kalıyoruz” diye konuştu.

Milletçe herkesin geleceğini ilgilendiren eğitim meselesini, günlük siyasi tartışmaların ve ideolojik takıntıların objesi haline getirmenin yanlış olduğunu vurgulayan Erdoğan, tüm paydaşların katkısı alınarak hazırlanmış, bilimsel, kuşatıcı, modern, milli ve manevi değerleri önceleyen, insanı merkeze alan yeni modelin, Türkiye Yüzyılının inşasını kolaylaştıracağını kaydetti.

İstikbalin teminatı olarak görülen 20 milyon öğrencinin en iyi şekilde yetişmesi, en iyi eğitimi alması, imkanlardan en iyi şekilde ve eşit olarak istifade etmesi için üzerlerine düşeni yapacaklarını dile getiren Erdoğan, gelecek dönemde Türkiye’nin ekonomik şartları iyileştikçe, bunun öğretmenlere de etki etmesi için her türlü adımı atacaklarını belirtti.

Erdoğan, 81 vilayette, sınırların içinde ve dışında, Türkiye Maarif Vakfı’nın Asya’dan Afrika’ya yayılan okullarında eğitim meşalesini gururla taşıyan tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü tebrik etti.

“Kadınların hak ettiği yere gelmesi için çaba harcadık”
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde, şiddetin olmadığı bir Türkiye ve dünya için çalışmaları kararlılıkla sürdüreceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Kim ne derse desin, Türkiye, bizim hükümetlerimiz döneminde, kadına şiddet başta olmak üzere şiddetin her çeşidiyle mücadelede tarihi nitelikte kazanımlar elde etmiş, ülkemiz çok ileri bir noktaya gelmiştir. Kadına yönelik yanlış algıların kırılmasından iş, eğitim ve siyaset alanındaki bariyerlerin kaldırılmasına kadar nice başlıkta sorunları çözdük, eksikleri giderdik, meselelerimizin üzerine gitme cesareti gösterdik. Kadın hakları konusunun araçsallaştırılmasına izin vermeden, kadınların hayatın her alanında hak ettiği yere gelmesi için çaba harcadık.”

Erdoğan, son 22 yılda bu konuda çok köklü, kapsamlı reformları devreye aldıklarını belirterek, tüm sorunların çözüldüğü iddiasında olmadıklarını ama geriye doğru bakıldığında aşılmaz görülen duvarların yıkıldığının, nice yanlışın ve hatalı uygulamanın düzeltildiğinin tartışmasız bir gerçek olduğunu söyledi.

Dünün gözde büyüyen sorunlarının bugün artık tarihe karıştığını, bugünün sorunlarının da yarın önlerine çıkmayacağını dile getiren Erdoğan, kadınlarla dayanışma içinde fiziki ve psikolojik şiddete karşı mücadeleyi devam ettireceklerini belirtti.

 

“En güçlü tepkiyi veren ülkelerden biriyiz”

Dış politikada oldukça yoğun ve karmaşık bir gündemle karşı karşıya olduklarını ifade eden Erdoğan, “İsrail’in Gazze’ye 7 Ekim 2023’te başlattığı saldırılar Lübnan’ı, Suriye’yi ve diğer bölge ülkelerini de içine alacak şekilde genişliyor. Birileri ısrarla görmezden gelse de Türkiye’nin hemen yanı başında son derece kanlı, son derece tehlikeli bir savaş tam 14 aydır devam ediyor. Türkiye olarak, İsrail hükümetinin saldırgan politikasına ilk günden itibaren en güçlü tepkiyi veren ülkelerden biriyiz” şeklinde konuştu.

Katıldıkları her uluslararası toplantıda Gazze’de yaşanan vahşete dikkat çektiklerini söyleyen Erdoğan, Türkiye’nin Gazze’ye gönderilen insani yardımlar noktasında 86 bin tona ulaşan yardım miktarıyla ilk sırada yer aldığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’le ticareti tamamen keserek, yaklaşık 9,5 milyar dolarlık bir ticaret hacminden sarfı nazar ettiklerini belirterek, Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma başvurusunun geçen aylarda yaptıklarını anımsattı.

Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm uluslararası örgütlerde İsrail’i çatışmaları durdurmaya zorlayacak tedbirler alınması için uğraştıklarına işaret eden Erdoğan, İslam dünyasının İsrail hükümetine karşı tek yürek, tek bilek olması için yoğun gayret gösterdiklerini söyledi.

“Terör yaftası vuranlarla işbirliğini sorgulasınlar”

“Şunun bilinmesini isterim. Biz, insanlığımızın sınandığı bu imtihan günlerinde, Filistin halkına ve Gazzeli mazlumlara kardeşlik görevimizi yerine getirmenin gayretindeyiz.” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’nin, Filistin halkının haklı mücadelesine verdiği güçlü desteğin en yakın şahidi, bizzat Filistinli, Gazzeli kardeşlerimizdir. Böyle insani bir meseleden siyasi rant devşirmeye çalışan siyaset tüccarlarını, bugüne kadar muhatap almadık, bundan sonra da almayız. Çoğu çocuk ve kadın 50 bin masumun kanı üzerinden oy hesabı güdenleri önce Allah’a sonra da aziz milletimizin vicdanına havale ediyoruz. Şahsımıza, partimize ve iktidarımıza işbirlikçi iftirası atanlar, önce gitsinler, Filistin direnişine terör yaftası vuranlarla kurdukları işbirliğini sorgulasınlar. 14-28 Mayıs seçim sürecinde Suriyeli mazlumlara yönelik ırkçı söylemlere sessiz kalmalarının hesabını versinler. Kimse kusura bakmasın, bizim Filistin davasına sağladığımız desteğin zekatı bile bunların tamamının yaptıklarından katbekat fazladır. Şunu çok net belirtmek durumundayım. Türkiye, Filistin, Gazze ve Lübnan için görünenden, konuşulandan, basına yansıyandan çok daha fazlasını yapmaktadır. Soykırım duruncaya, Gazze ve Filistin tamamen özgürleşinceye kadar tüm gücümüzle, tüm imkanlarımızla kardeşlerimizin yanında olacağız.”

Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde Riyad’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi İkinci Olağanüstü Ortak Zirvesindeki konuşmalarında bu dik ve dirayetli duruşu yine çok güçlü biçimde ortaya koyduklarını hatırlatan Erdoğan, Riyad toplantısında Gazze’deki katliamın durdurulması için Türkiye’nin attığı adımlardan ve insani yardım çabalarından bahsedildiğini söyledi.

Dünya Liderleri İklim Eylemi Zirvesi’ne katılmak üzere gittikleri Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de iklim krizinin yanında Gazze’deki İsrail barbarlığını da gündeme getirdiklerini belirten Erdoğan, burada ayrıca Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele ve bu mücadelede attığı adımları anlattığını, eşi Emine Erdoğan’ın girişimleriyle başlatılan ve kısa sürede küresel bir projeye dönüşen Sıfır Atık Hareketinin önemini ifade ettiklerini söyledi.

Her iki zirvede pek çok devlet ve hükümet başkanıyla görüşmeler yaptıklarını, bunların tamamında Gazze ve Lübnan’daki katliamlara dikkati çektiklerini aktaran Erdoğan, “14 Kasım’da ülkemize resmi ziyarette bulunan Katar Emiri Şeyh Temim ile görüşmemizin ana konusu, ticari ve ekonomik ilişkilerimizin yanı sıra Gazzeli ve Lübnanlı kardeşlerimizin yaşadıkları sıkıntılardı. Aynı şekilde 18-19 Kasım tarihleri arasında Brezilya’nın Rio şehrinde düzenlenen G20 Liderler Zirvesi’nde de Gazze soykırımıyla birlikte İsrail’in işgal ve istila politikasının ülkemiz, bölgemiz ve tüm dünya için oluşturduğu tehdidi tüm boyutlarıyla muhataplarımıza izah ettik” diye konuştu.

“Zalimler kaybedecek, kazanan Filistin davası olacaktır”

Erdoğan, tüm bunlar apaçık ortadayken Filistin meselesi konusunda Türkiye’yi haksızca eleştirmenin, bir hassasiyetin değil kötü niyetin göstergesi olduğuna işaret etti.

“Şehit edilen her Filistinli kardeşimizin acısı herkes gibi bizim de yüreğimizi dağlıyor.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Sıkıştırıldıkları 360 kilometrelik dar bir alanda bombaların altında hayatta kalma mücadelesi veren kardeşlerimizin dramları, herkes gibi bizi de hüzünlendiriyor. İnsan haklarında mangalda kül bırakmayanların katliamlarını sürdürmesi için İsrail’e verdiği koşulsuz destek, herkes gibi bizi de öfkelendiriyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden uluslararası medya kuruluşlarına kadar elimizi attığımız her yerde şahit olduğumuz iki yüzlülük, herkes gibi bizim de umutlarımızı kırıyor. Ama tüm bu olumsuzluklara rağmen yılmadan, siyonist lobinin baskılarına teslim olmadan, kimseden çekinmeden, korkmadan Filistin halkına ve Gazzeli kardeşlerimize destek oluyoruz, olmaya da devam edeceğiz. Hep söylediğimiz gibi, ‘men sabera zafera’, sabreden zafere ulaşır. İnşallah Filistin halkı da bu zor günlerin sonunda feraha, barışa, huzura kavuşacak. Zalimler kaybedecek, kazanan Filistin davası olacaktır.”

Soykırım suçlularının döktüğü masum kanların hesabını mutlaka adalete vereceğini vurgulayan Erdoğan, “Uluslararası Ceza Mahkemesinin İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkarması, bu yönde atılmış çok cesur bir adımdır. Netanyahu ve katliam şebekesi için çember giderek daralmaktadır. Bu kararın uygulanması, Roma Statüsüne taraf ülkeler için bir samimiyet testi teşkil ediyor. Kararı uygulamakla yükümlü ülkelerin çoğunun destek beyan etmesini bu bakımdan takdire şayan buluyoruz. Türkiye olarak biz de Uluslararası Ceza Mahkemesinin aldığı bu cesur kararı destekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

“3,5 milyon hanemizin ihtiyacını karşılıyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “BOTAŞ’ın kuruluşunun 50. yıl dönümü münasebetiyle Anadolu Ajansımızın öncülüğünde Enerji Bakanlığımızın desteğiyle tertiplenen İstanbul Energy Forumu, sektörün geleceğine ufuk çizen bir toplantı oldu. Enerjide tam bağımsız Türkiye hedefimize bu doğrultuda emin adımlarla ilerliyoruz” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, madenciliğin gayrisafi yurt içi hasıla içindeki hacmini 20 yıl gibi bir sürede 4 katına çıkarıp 2023’te 270 milyar liraya ulaştırdıklarını dile getirdi.

Maden ihracatını 7 kat artırarak 2023’te 5,7 milyar dolara çıkardıklarını anlatan Erdoğan, “2024 yılında bor ürünlerinden yüzde 97’si ihracat olmak üzere toplam 1,3 milyar dolar satış rakamını yakalayacağız. Doğal gazda Sakarya Gaz Sahası’ndaki üretimimiz 7 milyon metreküpü buldu. Diğer sahalarımızla birlikte 3,5 milyon hanemizin ihtiyacını kendi doğal gaz üretimimizle karşılıyoruz” bilgisini verdi.

“Türkiye’nin günlük ürettiği petrol 155 bin varili geçmiştir”

Erdoğan, bölücü terör örgütünden temizlenen bölgelerde petrol arama sondaj çalışmalarının kesintisiz sürdüğünü belirterek, şöyle konuştu:

“Muhalefetin keşfimizi açıkladığımızda, akıllarınca dalga geçtiği Gabar’daki petrol kuyularımızda günlük üretim miktarı 57 bin varile yükseldi. 2024 yılında Şırnak, Hakkari, Van başta olmak üzere toplam 84 sondajı tamamladık. Bu sondajlarda 66 milyon varillik yeni rezerv keşfettik. 2025 yılında ise 143 arama sondajı yapmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin şu an günlük ürettiği petrol miktarı 155 bin varili geçmiştir. Son bir yılda yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretimi neticesinde 11 milyar dolarlık doğal gaz ithalatını önledik. Önümüzdeki 11 yılda rüzgar ve güneş kurulu gücümüzü 4 kat artışla 120 bin megavata yükseltmeyi hedefliyoruz. Ülkemizin 70 yıllık hayali olan Nükleer Enerji Akkuyu Santrali Projemizi de gerçeğe dönüştürüyoruz. Akkuyu Santrali devreye girdiğinde inşallah Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu temin edecek. Rusya-Ukrayna savaşı sebebiyle artan enerji ve emtia fiyatlarından vatandaşlarımızın olumsuz etkilenmemesi için her türlü tedbiri aldık.”

Vatandaşların elektrik ve doğal gaz faturalarına 2023’te 328 milyar lira, 2024 yılının ilk 10 ayında da 275 milyar lira destek olduklarını aktaran Erdoğan, halihazırda meskenlerde kullanılan elektriğe düşük kademede yüzde 60, yüksek kademede yüzde 40, doğal gaza ise yüzde 63 desek uygulandığını ifade etti.

Dar gelirli vatandaşlara elektrik tüketim desteği kapsamında, hanedeki kişi sayısına göre aylık 150 kilovatsaat kadar destekleme yaptıklarını dile getiren Erdoğan, “Yılbaşından beri 4,1 milyon haneye 8,1 milyar lira elektrik tüketim desteği, 654 bin haneye ise 1,4 milyar liralık doğal gaz tüketim desteği verdik. Bu sene için de 1,6 milyon haneye toplam 1,4 milyon ton kömür dağıtımı yapıyoruz. Bir taraftan enerjide yeni atılımlar gerçekleştirirken diğer taraftan da sosyal devlet vasfımızın gereğini ifa etmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

Bugünkü kabine toplantısında çalışma-sosyal güvenlikten dış politikaya, içişlerinden savunma ve güvenlik meselelerine kadar pek çok konuyu değerlendirdiklerini aktaran Erdoğan, bakanlıkların 2025 yılı bütçesine dair görüşmelerinin, Plan ve Bütçe Komisyonunda devam ettiğini belirtti.

Halka hesap vermenin en önemli nişanesi olan bütçe sürecine Kabine olarak büyük önem atfettiklerini dile getiren Erdoğan, burada, geçen yıl boyunca yaptıklarını tek tek anlatırken, gelecek yılla ilgili vizyon ve hedefleri de milletin temsilcileriyle paylaştıklarını söyledi.

“Her zaman söylediğimiz gibi, bizim halkımızdan gizlimiz, saklımız yoktur.” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim hesabını veremeyeceğimiz hiçbir işimiz de yoktur. Hükümetlerimizin alameti farikası bugüne kadar daima şeffaflık ve hesap verebilirlik olmuştur. Muhalefetten gelen her çeşit yapıcı eleştiriye, tenkite, teklife, fikre açık olduğumuzu defalarca vurguladık. Türkiye’nin ufkunu açan, yolunu aydınlatan, millete ve memlekete hayrı dokunacak her öneriye kapımızı ardına kadar açık tutuyoruz. Akif’in ifadesiyle ‘Yumuşak başlı isem zannetme ki uysal başlı bir koyunum/Kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum.’ Ama zorbalığa, kabadayılığa, komisyon basıp Gazi Meclisin çatısı altında terör estirilmesine de hiçbir surette eyvallah etmeyiz. Geçtiğimiz günlerde Meclisimizden yansıyan sahneler, hepimizin yüzünü kızartmış, muhalefetin hizmet gibi bir derdinin olmadığı ortaya çıkmıştır. Genel Kurul safahatında benzer kötü sahnelerin yaşanmaması en büyük temennimizdir. Herkesin sorumluluk duygusuyla hareket ederek, Gazi Meclisimizin milletimizin gözündeki konumuna gölge düşürmeyeceğine inanıyorum.”

“Herkesin görevi halkımıza en iyi şekilde hizmettir”

Erdoğan, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli şekilde yürütülmesinin, eğitim, sağlık, gıda, ticaret gibi alanlar başta olmak üzere tüm hizmetlerin vatandaşların hak ve menfaatlerini koruyacak şekilde icra edilmesinin öncelikleri olmaya devam ettiğini vurguladı.

Vatandaşlara hizmet veren her kurumun denetim ve teftişi konusunda bugüne kadar gösterdikleri hassasiyetin kamuoyunun malumu olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Ancak son günlerde kamuoyuna yansıyan birtakım hadiselerde denetim ve yaptırım zafiyeti olduğuna dair bir intiba oluştu. Bu algının önüne geçmekte kararlıyız. Kim olursa olsun hiç kimse hukuktan, nizamdan, kanunun kendisine yüklediği mesuliyetleri yerine getirmekten azade değildir. Devlet kadroları içinde farklı vasıflarda çalışan herkesin görevi halkımıza en iyi şekilde hizmettir” diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, 85 milyonun tamamının hizmetinde, bütün vatandaşlarının emrinde olduğunun altını çizen Erdoğan, millete hizmetten kaçmanın, halkın verdiği imkanları suistimal etmenin hiçbir mazereti olamayacağını, bulunduğu konumu menfaat sağlama vasıtası olarak görenlere asla müsamahayla yaklaşamayacaklarını ifade etti.

“Denetim konusunu düzenleyen genelgeyi yürürlüğe koyuyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir süredir milletimizden çokça şikayet aldığımız yetkisiz çakar ve tepe lambası kullanımıyla ilgili cezaları artırıyoruz. Ruhsatsız ateşli silahlar konusunda da kapsamlı bir düzenlemeyi hayata geçiriyoruz. Her iki hususta da bundan sonra kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız” dedi.

Kamu kurum ve kuruluşlarının inceleme ve denetleme faaliyetlerinin daha etkin ve düzenli bir şekilde yürütülmesi amacıyla bir adım daha attıklarını bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:

“Denetim konusunu düzenleyen bir genelgeyi inşallah bugün yürürlüğe koyuyoruz. Cumhurbaşkanlığına bağlı Devlet Denetleme Kurulumuz teftiş, rehberlik ve denetim faaliyetlerini bundan sonra çok daha sıkı takip edecek. Hatası, kusuru, ihmali, yanlışı olan kim varsa bunun gereğinin yapılmasını temin edecek. Aldığımız kararların ve yaptığımız istişarelerin hayırlı olmasını diliyorum.”