BRTK’nın 60’ıncı yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde Girne Acapulco Resort Otel’de “Hakikat Sonrası Çağda, Kamu Yayıncılığı Sempozyumu” düzenlendi.
Sempozyumun açılışında konuşan Bayrak Radyo Televizyon Kurumu Müdürü Meryem Çavuşoğlu Özkurt, Bayrak Radyosu’nun 1963 yılında bir gereklilik olarak, Kıbrıs Türk toplumunun sesini, halkına ve dünyaya duyurmak amacıyla kurulduğunu belirtti.
Ülkede, kamu hizmeti yayıncılığı yapan tek kuruluş olan Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nun, 21 Aralık 1963 Olayları’nın hemen sonrasında ‘bayrak bayrak bayrak’ anonsuyla yayın hayatına başlayarak halka büyük bir moral kaynağı olduğunu vurguladı..
Özkurt, tek radyo kanalından, 6 Radyo ve 3 Televizyon kanalına ulaşan, kamu hizmeti yayıncılığı yapan Bayrak Radyo Televizyon Kurumu bugün , Web sitesi ile ortalama günde altı bin kullanıcıya anında doğru haber hizmeti verdiğini ifade etti..
“Post-truth” yani hakikat sonrası-gerçek ,teriminin, gerçeğin objektif gerçeklere dayalı olmaktan ziyade duygular, inançlar ve şahsi görüşler tarafından şekillendirildiği bir dönemi ifade ettiğine işaret eden Özkurt, günümüzde ise, dijital medyanın gelişimi ve sosyal medyanın etkisiyle, yanıltıcı bilgilerin ve sahte haberlerin yayılmasının hız kazandığını ,bu durumun bilgiye erişimdeki kolaylıkla birlikte, doğru ve yanlış arasındaki sınırların belirlenmesinin zorlaştığı bir ortam yarattığını ifade etti.
Çağımızda, insanoğlunun, hiç olmadığı kadar çok ve çeşitli bilgiye ulaşabildiğini ancak doğru bilgiye erişebilmenin herkes için zaman ve emek gerektirdiğini vurgulayan Özkurt, yaşanan süreçlerin Medya okur yazarlığı ile dijital okuryazarlığın önemini bir kez daha gözler önünde serdiğini dile getirdi. “Hakikat Sonrası Çağ’da bilgiyi sorgulamamız ve en doğru bilgiyi veren taraf olma hali yeniden önem kazanmıştır. Bu yüzdendir ki KKTC’nin varlığının önemli bir parçası olan Bayrak Radyo Televizyon Kurumu; gelişen ve değişen dünyadaki teknolojik gelişmeler ışığında, kamu yayıncılığı bilinci ve sorumluluğuyla yayınlarına devam etmektedir” diyen Özkurt, kaliteli ve güçlü içerikleriyle Bayrak Radyo Televizyon Kurumu’nun , KKTC‘nin en iyi şekilde tanıtılması ve sesinin yurt dışında doğru bir şekilde duyulması adına üzerine düşeni yerine getirmeye çalıştığını anlattı.
Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu da konuşmasında, Ayvasıl köyünde yaşananları anlatarak, Kıbrıslı Türkler’in hakikatının, toplu mezarlara gömülen 10 yaşındaki Ayşecik, onun 80 yaşlarındaki dedesi ve onlar gibi katledilen masum Kıbrıslı Türkler olduğunu dile getirdi.
BRT’nin yaşamının başında katledilen Ayşecikler’in, kendilerini savunacak tüm silahları elinden alınarak katledilen Kıbrıslı Türklerin ve bu hakikatin sesi olduğunu dile getiren Feyzioğlu , BRT’nin Kıbrıs Türkü’nün en çaresiz hissettiği anda , Doktor Fazıl Küçük liderliğinde küçük bir garajda birkaç aküyle direnişi örgütleyen ses olduğunu vurguladı.
“Kıbrıs Türkü yok edilirken o günlerdeki nizam şimdi var olan AB ve BM gibi kördü sağırdı “ diyen Büyükelçi Feyzioğlu, “Çünkü kendilerinden olanlar insandı, olmayanlar sadece sayıydı , insan değildi işte Kıbrıs gerçeği budur” dedi.
Büyükelçi Feyzioğlu, “ Kıbrıs Türkü’nün Anavatanı , Türkiye’si ve Kıbrıs Türkü’nün köklerinden , genlerinden gelen o eşsiz direnme gücü vardır. BRT işte bu gerçeğin sesidir, . Ayşecik’in sesidir hep var olacaktır. Kıbrıs Türkü, onun bağımsız egemen devleti Ayşecik için hep hep var olacaktır “dedi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, konuşmasında BRTK’nın Kıbrıs Türkünün sesi olduğunu vurguladı.
BRT’nin imkansızlıklar içinde kurulduğunu anlatan Tatar, yayınların artık tüm dünyaya ulaştığına işaret etti ve “Artık içerik zamanıdır. İçeriği zenginleştirmek gerekir” dedi.
Tatar, konuşmasında ‘Hakikatı’ duyurmanın önemine vurgu yaptı.
Tatar, “Hakikat nedir bir KKTC gerçeği vardır. Burada ayrı bir halk vardır. Kendi diliyle, kendi diniyle, her türlü kültürü ile, zenginliği ile, ödediği bedeller, şehitler ve bir Cumhuriyet, özgür ve bağımsız bir Türk devleti vardır” dedi.
Tatar, konuşmasında KKTC hakikatini yıkıcı yayınların denetlenmesi gerektiğine de dikkat çekti.
BRTK’da özgürlük ve demokrasi anlayışına göre herkesin sesinin çıkabildiğini kaydeden Tatar, “Ama bu sesin elbette KKTC’nin sesi olması lazımdır. Sorumluluk bunu gerektirmektedir” dedi.