Gülbahar’dan Cumhurbaşkanı Tatar’a çağrı: İki Devletli çözüm vizyonundan taviz verme
Eklenme Tarihi: 21 Ocak 2025

Milli Mücadele Vakfı Başkanı Aziz Gülbahar, “Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a Rum liderle yeni kapıların açılması ile ilgili görüşmelerinde dahi asla iki devletli çözüm vizyonundan taviz vermemesi” çağrısında bulundu.

Gülbahar, Tatar’a seslenerek, “Bırak gaflet içinde olanlarla, dış mihrakların içimizdeki taşeronları ne isterlerse söylesinler; Türk milleti, Kıbrıs Türk halkının ezici, büyük çoğunluğu iki egemen devlet esasına dayalı çözümü desteklemektedir. İki devlet arasında yeni sınır kapıları elbette açılsın, elbette iki devlet arasında iyi ilişkiler olsun ama asla Rum liderin oyalama ve KKTC’yi yok sayma oyununa gelinmesin Sayın Cumhurbaşkanı” dedi.

Milli Mücadele Vakfı Başkanı Gülbahar açıklamasına devamla şunları belirtti:

“Rum liderliğinin yaptığı ortadadır. New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin de katılımı ile yapılan son toplantıda iki liderin sadece yeni kapıların açılması konusunu görüşmek üzere Ada’da bir araya gelecekleri kararlaştırılmışken, Hristodulidis başka şeyleri de içeren ‘ya hepsini al, ya da hepsini bırak’ şartı ile hazırlanmış 8 maddelik bir paketi masaya taşımaya çalışmıştır.

Sanki Kıbrıs Türk gençliğine, halkına ambargo uygulayan kendileri değilmiş gibi, hiç sıkılmadan başka bir sürecin, komitelerin konusu olabilecek gençlerin, sivil toplum örgütlerinin buluşmasını masaya koymuştur.

Bununla da yetinilmemiş, Rum liderin sözcüsü büyük bir pişkinlikle sanki Ada’da yaşanan gerçek bu değilmiş gibi Cumhurbaşkanı Tatar’ı, ‘iki devlet varmış gibi iyi komşuluk ilişkisi mantığı ile hareket etmekle’ suçlamaya kalkışmıştır.

Milli Mücadele Vakfı olarak uyarıyoruz; Türkiye ve KKTC iyi niyetlidir, barıştan, dostluktan, ekonomik ve sosyal ilişkilerin geliştirilmesinden yanadır ama Rum-Yunan ikilisi hala 1923’ün, 1974’ün intikamı peşindedir. Ege ve Doğu Akdeniz’de yaptıkları, gerek Güney Kıbrıs gerekse Yunanistan’ı Amerikan üsleri ile donatmaları bundandır.

Hristodulidis’in Rum Ortodoks Kilisesi baş papazının da katılımı ile 15 Ocak 1950’de Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması için düzenlenen ve o yönde karar alınan plebisitin anıldığı bir etkinlik düzenlemesi, hala akıllanmadıklarının ve hayal gördüklerinin yeni bir kanıtıdır.

Rum liderliğinin, Türk tarafının hidrokarbon sondajları, bulunması ve pazarlanması konusundaki önerisini reddederek, hala tartışmalı parsellerde kendi başlarına sondaj yapma girişimlerinde bulunması, navtex yayınlaması, hala kendilerini Kıbrıs’ın tümünün hakimi; bizi ise anayasal değişiklikle kendi egemenlikleri altındaki devlete azınlık olarak yamalayabilecekleri bir toplum olarak gördüklerinin yeni delilidir.

Dolayısıyla bizim yapmamız gereken nettir; Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları derhal sürdürülmelidir. Devletimize, Anavatanımız Türkiye’ye dört elle sarılarak içeride yaşanan sıkıntıları, yanlışları, eksiklikleri, aksilikleri hep birlikte düzeltmeye çalışmalıyız.

Rum-Yunan ikilisinin KKTC’nin dünyada hak ettiği yeri almasını engellemek için yeniden masaya sürmeye çalıştığı federasyon görüşmelerine oturmayacak, Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın net bir şekilde ortaya koyduğu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin oy birliği ile yayınladığı Başkanlık Tezkeresi’nde belirtildiği gibi KKTC’nin tanınması çabalarını sabırla, kararlılık ve azimle sürdüreceğiz”