Kentleri yeşillendirmek küresel ısınmayı sınırlıyor
Eklenme Tarihi: 04 Eylül 2023

Yeni bir araştırmaya göre kentlerde yeşil altyapı uygulamaları yalnızca atmosfere salınan karbonun tutulmasını sağlamıyor aynı zamanda karbon salımını azaltıyor.

İsviçre, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin’den bilim insanları tarafından yürütülen ve Nature Climate Change dergisinde yayımlanan araştırma Avrupa’daki 54 kentin altyapısını yeşillendirerek 2030’a kadar karbon nötr hale gelebileceğini öne sürüyor.

Araştırmanın baş yazarı ve İsveç’teki Kraliyet Teknoloji Enstitüsü’nde (KTH) Su ve Çevre Mühendisliği alanında Doç. Zahra Kalantari, “Doğa Temelli Çözümler yalnızca bir şehrin salımlarının bir kısmını dengelemekle kalmıyor, aynı zamanda salımların ve kaynak tüketiminin azaltılmasına da katkıda bulunabiliyor” diyor.

Kalantari, çalışmanın Doğa Temelli Çözümler’in kentlerde birlikte uygulanmasıyla karbon salımlarına sistematik etkisini inceleyen ilk araştırma olduğunu belirtiyor.

Araştırmacılar, Doğa Tabanlı Çözümler adı verilen ve kentlerin altyapısının doğayla uyumlu hale getirilmesi anlamına gelen adımların kentlerin karbon salımlarını ortalama yüzde 17,4 azalttığını buldu.

-Kentlerde Doğa Tabanlı Çözümler ne anlama geliyor?

Kentlerin karbon salımlarının azaltılması küresel ısınmanın 1,5 derece ile sınırlandırılması hedefinin önemli bir parçası.

Avrupa Komisyonu’na göre Doğa Temelli Çözümler, doğadan ilham alan aynı anda çevresel, sosyal ve ekonomik faydalar sağlayan uygun maliyetli yaklaşımlar olarak tanımlanıyor.

Bu çözümlere kentlerde yağmur suyunun toprağa emilmesini sağlayan geçirgen kaldırımlar, daha fazla yeşillik ve ağaçlığın olduğu daha dar yollar, yaban hayatın korunduğu, yürüyüş ve bisikleti teşvik eden hoş ortamlar kurgulanması gibi örnekler veriliyor.

Araştırmacılar, bu çözümlerin sağladığı faydaları kentsel tarım örneğiyle açıklıyor.

Buna göre kentsel tarım, sokakların yeşillendirilmesiyle birleştiğinde, kent içinde araç kullanımı yerine bisiklet sürmek gibi çevre yanlısı davranışları teşvik edebiliyor.

Aynı zamanda insanların daha düşük karbon salımına sahip gıdaları tüketmesi hatta üretmesini sağlayan fırsatlar da sağlayabiliyor.

Çözümlerin hep birlikte kentlerde ısıyı ve soğuğu absorbe ederek mikro iklimi daha da iyileştirebileceği düşünülüyor.

Bunun sonucunda binalarda enerji kullanımını da azaltabileceği ön görülüyor.

Araştırma, Avrupa’daki 54 kentin her birinde hangi önlemlerin önceliklendirmesi gerektiği konusunda rehberlik sağlama iddiasında.

Yapılan analizlere göre, Berlin’de yeşil binalara ve kentsel yeşil alanlara öncelik verilmesiyle, karbon salımları konutlarda yüzde 6, sanayide yüzde 13 ve ulaşımda yüzde 14 oranında azalıyor.

-Neden tartışılıyor?

Doğa Temelli Çözümler son dönemde karbon nötr hale gelmek isteyen çok uluslu şirketlerin sıklıkla kullandığı bir terim haline gelmesiyle sıklıkla eleştiriliyor.

Eleştirenler, şirketlerin, orman ya da bioçeşitliliği koruduğu iddia edilen projelere yatırım yaparak atmosfere tonlarca karbon salımı yapmaya devam edeceğinden çekiniyor.

Diğer yandan çözümlerin kentlerde sosyoekonomik eşitsizlikleri derinleştirdiği de düşünülüyor.

İspanya, Barselona’da Doğa Temelli Çözümleri araştıran ve Temmuz ayında yayımlanan yeni bir araştırma, yeşil çatıların, “eşitsizliği kutuplaştıran unsurlar” olarak görülebileceğini söylüyor.

Bunun sebebiyse mevcut haliyle projelerin ya ölçeklenemeyen güçlü kamu finansmanı altında ya da toplumun üst sınıf ekonomik katmanlarına sunulan pahalı ve yüksek teknolojili çözümler olarak hayata geçmesi.

Araştırmacılar kentlerdeki çözümlerin yeşil yıkama aracı haline gelmemesi için uygulama ve bakımının karbon ayak izinin düşük olması gerekiyor.

Diğer yandan kentte yaban hayatı desteklerek iklim ve bioçeşitlilik krizine karşı direnç sağlamaları önemli.