Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nun bugünkü toplantısında ilk olarak sunuşlara yer verildi.
Ekonomi Maliye Bütçe ve Plan Komitesi’nin gündeminde bulunan Kıb-Tek’in AKSA’ya Olan Borçlarının Devlet Borcu Olarak Devralınmasına İlişkin Yasa Tasarısı’nın komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi milletvekillerinin bilgisine getirildi.
Konu hakkında söz alan CTP Milletvekili Erkut Şahali, elektrikle ilgili bugün görüşülecek yasa tasarısıyla ülkenin zaten benzersiz bir durumla karşı karşıya kalacağına işaret ederek, borçların devralınmasına karşı ihtiyacın nasıl oluştuğuna dair topluma izahat verilmesi gerektiğini kaydetti.
600 milyon TL’nin kamu yükü olarak devralınmasının nasıl olduğunu öğrenmek istediklerini belirten Şahali, bu borçların ödenmesinin sonu olmadığını, yurttaşa saygı gereği bunun topluma anlatılması gerektiğini söyledi.
Şahali, bu yasa tasarısına oylarının kesinlikle hayır olacağını vurguladı.
Maliye Bakanı Alişan Şan da, Şahali’ye cevaben yaptığı konuşmada, ülke ve dünyanın çok büyük bir ekonomik darboğazdan geçtiğini ifade ederek, devalüasyon ve enflasyonun herkesi zorladığını, bu yükü hafifletmek adına hükümetin böyle bir öneriyi Meclis’in gündemine getirdiğini kaydetti.
Şan, hükümetin girişimleriyle Kıb-Tek’in ekonomik yapısının rahatladığını, borçlarında azalma olduğunu, elektrik maliyetlerinin halka yansıtılmadığını söyledi.
Konuşmaların ardından tezkere oy çokluğuyla kabul edildi.
Daha sonra iç tüzüğün 62 maddesi uyarınca söz alan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, son siyasi gelişmeler konusunda konuşma yaptı.
Elektrik konusunun uzun uzun konuşulacağını ifade eden Erhürman, geçen hafta içinde yaşanan gelişimler üzerinde bazı konulara değinmek istediğini vurguladı.
T&T şirketinin müteahhitlik karnesinin iptal edilmesi ve o mahkemenin iptal kararı ardından İnşaat Encümeni kararı olmadan T&T’ye yeniden nasıl müteahhitlik karnesi verildiğini soran Erhürman, bu karnenin yeniden verilmesini eleştirdi.
“Bu ya ülkenin yargısını tanımam, ya ülkenin yargısına Anayasası’na düşmansınız anlamına gelir” diyen Erhürman, bunun başka hiçbir gerekçesi olamayacağını kaydetti.
Bu konuda 7 sene önce yapılan işin zaten hukuka aykırı olduğunu ifade eden Erhürman, müteahhitlik karnesinin iptal edilmesiyle bu şirketin ülkede yaptığı bütün işlerin hukuka aykırı olduğunu vurguladı.
Erhürman, hükümetin aldığı kararla yargının bütün itibarını, hatta “yüce devlet” denilen şeyin telef edildiğini savundu.
Limanlar konusuna da değinen Erhürman, iki haftadır limanlar konusunun konuşulduğunu, ülkeden her kesim iş insanının bir araya gelerek, limanlara yabancı şirketin sokulmamasını istediklerini, ancak limanların Arap ülkelerinden gelen bir şirkete ihaleyle verilmek istendiğini kaydetti.
Erhürman, gelir-gider dengesine bakıldığında ihale teminatının bile karşılanmasının mümkün olmadığına işaret ederek, “Memleketin her koldan insanı bir araya gelerek bir istekte bulunuyor ama siz bu memleketin iş insanına da düşmansınız” dedi.
Erhürman, “Ülkede ne oluyor da bizim haberimiz yok? Darbe mi var da akrep mi toma mı denilen aletler ülkeye geliyor?” diye sorarak, polise gelen bu teçhizatın ne amaçla ülkeye geldiğini sordu.
Erhürman “Polis toplumsal hareketlerde aciz mi kalıyor, yoksa insanlara sünnetçi korkusu mu vereceksiniz, eylem yaparsanız bu aletlerimiz var diye…” ifadelerini kullandı.
“Memleket bizim tanımadığımız bir hale dönüşüyor” diyen Erhürman, Türkiye’yle imzalanan protokol konusuna da değindi.
“Bu protokolden haberdar olduğunuza zinhar inanmam, içinde ne yazdığından da haberiniz olmadığına eminim. Birebir biliyorum, içinde ne olduğunu bilmiyorsunuz” şeklinde konuşan Erhürman, “Geldiğiniz noktada siz sadece imzalayan konumundasınız, yok hükmündesiniz” dedi.
Erhürman, hükümeti kendi iradelerini tanımamakla suçlayarak, bütçenin öngörülebildiği açısından kabul edilen protokolün, mezeye döndüğünü kaydetti.
Erhürman, bürokraside insan bırakılmadığını, protokolü kimin müzakere ettiğini sorarak, “Egemen bir devlet, haberi dahi olmayan bir metnin altına imza mı atar?” diye sordu.
Erhürman, hükümetin her defasında söylenen, fakat hiçbir söylenenin gerçekleştirilemediği bir ortamda, tekrar tekrar aynı şeylerin altına imza attığını kaydetti.
Protokolde yer alan İlahiyat Koleji konusuna da değinen Erhürman, İlahiyat Fakültesi mezunu hiçbir Kıbrıslı Türk’ün Din İşleri Başkanlığı’na istihdam edilmediğini, bunun için Türkiye’den istihdam yaratıldığına dikkat çekti.
Erhürman, Haziran’da bir milletvekili için seçime gidilmesi gerektiğini ve Anayasa’nın Haziran’dan itibaren erken seçim olabileceğini söylediğini anımsatarak, “Bu Meclis’ten Nisan ayı itibarıyla erken seçim kararını geçirin, gene seçilirseniz de bilelim ki halk sizin arkanızdadır” dedi.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı da Erhürman’a cevaben yaptığı konuşmada, Yüksek İdare Mahkemesi’nin verdiği karara değinerek, T&T’nin iki eksikliği sebebiyle özel izni iptal ettiğini, bunlardan birinin, süre belirtilmemesi, diğerinin de yerli bir hissedar alınması konusu olduğunu anlattı.
Bu iki eksikliğin giderilerek, Bakanlar Kurulu kararıyla sorunun giderildiğini anlatan Bakan Arıklı, konunun hukukçuları tarafından incelendiğini kaydetti.
Yüksek İdare Mahkemesi’nin kararının Taş Yapı Şirketi’ne ceza değil, mükafat olacağına işaret eden Bakan Arıklı, Taş Yapı’nın üzerine düşenin yüzde 99’unu tamamladığını ve Ercan Havaalanı inşaatının 10-15 gün içinde bitirmek zorunda olduğunu söyledi.
“Birileri zannediyor ki İnşaat Encümeni’nin kararı iptal edilmesi halinde, işler duracak, biz Taş Yapıyı Ercan’dan atacağız. Öyle bir şey yok” diyen Bakan Arıklı, bu durumun Taş Yapı’nın işine geleceğini, “Benim özel iznim bitti, mahkeme süreci devam ediyor” diyerek, havalimanının yapımını yıllarca ertelemesi anlamına geleceğini söyledi.
Arıklı, “Yüzdük yüzdük kuyruğuna getirdik, belki 10-15 gün içinde açılışını yapacağız, neden bunu durduralım” dedi.
Daha sonra bu konuda Erhürman ve Bakan Arıklı arasında sözlü tartışma yaşandı.
Bakan Arıklı, limanlar konusundaki çalışmanın devam ettiğine değinerek, yapılanın liman işçileri konusunda sadece hizmet alımı olduğunu söyledi.
Yerli iş adamlarının istediğinin bunun ihalesiz yapılması olduğunu anlatan Bakan Arıklı, ihalesiz işlem yapılmasının mümkün olmadığını kaydetti.
Protokol konusuna da değinen Arıklı, bu zor şartlarda TC’nin KKTC‘ye 9.5 milyar TL’lik bir kaynak ayırdığını, bunu beklemediklerini, bu şartlarda kendilerinin TC’den kaynak talep etmelerinin doğru olmadığını söyledi.
Bu şartlarda TC’nin Kıbrıslı Türklere kaynak ayırmasını, kendi okullarını bırakarak KKTC’de 26 tane okul yapacak olmasına müteşekkir olunması gerektiğini ifade eden Bakan Arıklı, protokolün detaylarını bilmeden yapılan eleştirilerin haksız olduğunu, kendilerinin konuları bildiklerini, şu anda bazı konularda son rutuşların yapıldığını kaydetti.
Arıklı’nın konuşması sırasında, Meclis’te sözlü tartışmalar yaşandı.
TAK