Birinci Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın 11’inci ölüm yıl dönümü dolayısı ile Başkent Lefkoşa’da iki ayrı tören yapıldı.
İlk tören Denktaş’ın Anıt Mezarı’nda yer aldı.
Protokol sırasına göre çelenklerin anıta sunulmasıyla başlayan tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekilerek yarıya indirilmesiyle devam etti.
Törende Cumhurbaşkanı Ersin Tatar anıt özel defterini imzaladı ve bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın, ölümünün 11’inci yılında büyük bir özlem ve minnmetle anıldığını ifade etti.
Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın ömrünü Kıbrıs milli davasına adadığını belirten Tatar, Denktaş’a çocukluğunun ilk yıllarında dedesi tarafından Kıbrıs Türklerinin en acı gününün 1878’de Osmanlı askerlerinin adadan çekilmesi, bayrağın indirilmesi, ingiliz sömürge döneminin başlangıcı ve ondan sonra yaşananların aktarıldığını kaydetti.
Türk askerinin mutlaka adaya geleceği düşüncesinin dedesi ve arkadaşları tarafından daha küçük yaşlarında Denktaş ile paylaşıldığını ifade eden Tatar, “Rauf Denktaş da ilk düşüncelerini o yönde şekillendirerek, hayatı boyunca Anadolu sevgisi, Türkiye sevgisi ve mücadelesini Kıbrıs Türk Halkının bağımsızlığı için sürdürmüş bir liderimizdir” şeklinde konuştu.
Tatar, “1948 yılında ilk konuşmasını Doktor Fazıl Küçük’ün yanında Selimiye Meydanı’nda yaptığında siyasete girmesi o güzel konuşma ile başlıyordu. O konuşma sonrasında savcılık görevini bırakmış, Doktor Fazıl Küçük ile birlikte mücadelelerini sürdürürken Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkilileri ile Kıbrıs’taki meseleleri onlara anlatmak, Londra ve Zürih anlaşmaları öncesinde çeşitli temaslar çeşitli toplantılar ve bir hukukçu olarak Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa İngiltere’nin adadan ayrılması ile Rum- Yunan ikilisinin adayı Yunanistan’a bağlamak, enosis hayallerinin gerçekleşmemesi için Kıbrıs meselesine Türkiye Cumhuriyeti tarihten gelen haklarını kullanmak surety ile müdahale etmesi gerektiğini sürekli olarak vurguluyorlardı” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, merhum Denktaş’ın hukukçu kimliği ile yaptığı toplantılarda Türk askerinin mutlaka gelmesi ve Türkiye’nin garantör devlet olarak tek taraflı müdahale hakkı olması gerektiğini vurguladığını söyledi.
Bunun büyük bir başarı olduğunu ve Anavatan Türkiye’nin desteği ile gerçekleştirildiğini vurgulayan Tatar, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı olan Kıbrıs Türk halkı muktesep hak dediğimiz egemenlik temelindeki şu anda sürdürülen yeni siyasetin de temelleri atılmış oluyordu” dedi.
1974 öncesi yaşanan baskılar, esaret, saldırılar ve soykırım hareketlerinden bahseden Tatar, 1974 öncesi direnişin Rauf Raif Denktaş önderliğinde gerçekleştirildiğini söyledi.
Tatar, Kıbrıs Barış Harekatı ile mehmetçiğin adaya adım atmasının, Kıbrıs Türklerinin tarihteki en önemli günü olduğuna da işaret etti.
Rauf Raif Denktaş’ın her zaman kendisini Türk askerini adaya getiren bir lider olarak hatırlamayı temenni ettiğini ifade eden Tatar, “böyle bir mücadele ve böyle bir süreç, bundan sonra bağımsızlık, özgürlük, hürriyet, KKTC’nin 1983’te Kuruluşu.. Kurucu cumhurbaşkanı rauf raif denktaş federasyon temelinde görüşmeler sürerken o tuzakları görmüş ve o tuzaklardan Kıbrıs Türk halkının 1960 anlaşmasında muktesep hak, egemenlik hakkının mutlak surette titizlikle gözetilmesi gerektiğini vurgularken o federasyon çatısı altında özellikle AB’ne girilmesi ile artık bizlerin egemenliğinin kağıt üzerinde ve ileride bizleri çoğunluğun azınlığı yöneteceği bir kurguya girmememiz gerektiğini var gücü ile haykıran Rauf Raif Denktaş şu andaki siyaseyin mimarıdır. Biz onun öğrencileriyiz. Onu dinledik, onu okuduk, onu özledik” dedi.
Bugün büyük bir mutluluk içerisinde milli siyasetin yürütülmesinde ortaya konan iradeye işaret eden Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, New York’taki tarihi konuşması ile artık KKTC’nin tanınma zamanının geldiğini, Türk Devletler teşkilatına gözlemci üye olarak kabul edilmesinin de Kıbrıs Türkü’nün bağımsızlık, devlet ve tanınma yolunda attığı önemli ve tarihi adımlar olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ı rahmetle anarak, “biz onun izinde yürümeye devam edeceğiz” dedi.
Tören dua okunması ile sona erdi.