Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulunda ilk olarak Genel Kurul’a sunuşlar yapıldı; AB Uyum Yasa Tasarılarını Görüşmek Üzere Oluşturulan Komite’ye CTP Milletvekili Salahi Şahiner yerine CTP Milletvekili Şifa Çolakoğlu’nun görevlendirildiği bilgisi verildi.
Daha sonra güncel konuşmalara geçildi.
İlk olarak CTP Milletvekili Salahi Şahiner, elektrik kesintileri konulu konuşma yaptı.
Şahiner konuşmasının başında, Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal’ın açıklamalarının ülkede infial yarattığını söyledi, ilgili kişinin görevden alınması ya da istifa etmesinin yeterli olmayacağını, Din İşleri’nin görev, yetki ve sorumluluklarının yeniden ele alınması gerektiğini belirtti.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın kablo ile elektrik getirilmesi konusundaki açıklamalarına işaret eden Şahiner, konuyla ilgili rüşvet iddiaları olduğunu söyledi.
Kablo ile elektrik bedavaya alınacak olsa bile, alım garantili bir sözleşmede kws başına sadece 5 Dolar Cent’ten fazla kablo maliyeti olacağını dile getiren Şahiner, kablo ile “KKTC’ye elektrik gelecek de elektrik ucuzlayacak” sözünün bir yalan olduğunu, bunun karşılığında ise büyük bir rüşvet planı olduğunu iddia etti.
Şahiner, böyle bir adım atılmaya çalışılırsa konuyu mahkemeye taşıyacaklarını dile getirdi.
“Yatırım için para yoktur” sözünün yalan olduğunu da savunan Şahiner, Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle geçtiğimiz dönemlerde kendilerinin de görüştüğünü, Türkiye’nin KKTC’ye enterkonnekte ile yatırım planı bulunmadığını belirtti.
Şahiner, zaten mevcut durumda Türkiye’de elektrik fiyatlarının çok daha yüksek olduğunu kaydetti.
AKSA’ya düşman olmadığını belirten Şahiner, ancak kendisinin AKSA’nın yarattığı maliyeti ya da tek taraflı kabloyla yaratılacak maliyeti Kıbrıs Türk halkının boynuna asmanın kul hakkı yemek olduğunu dile getirdi.
Şahiner, “Yapılması gereken ülkeye santral yatırımı yapmaktır” dedi.
Kıb-Tek’in artık MİK’ten muaf olmak ve ihalesiz alım yapmak istediğini söylediğini anlatan Şahiner, bunun yasa dışı olduğunu kaydetti.
CTP Milletvekili Salahi Şahiner, kendisine gelen bir duyuma göre bir elektrik hırsızlığı konusunun polise bildirilmediğini de kaydetti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy da söz alarak “AKSA’yı memlekete getiren ben değilim, ne de benim siyasi partimdir. AKSA’yı bu memlekete getiren bellidir. Yaptığınız anlaşmalar da bellidir” dedi.
Yasalara uymadan ülkede hiçbir adımın atılmayacağını söyleyen Taçoy, Şahiner’in bahsettiği hırsızlık konusunda Kıb-Tek yönetim kurulu üyelerini aradığını, 76 bin TL ceza kesildiğini ve konunun polise iletildiğini öğrendiğini ifade etti.
“Kul hakkını yiyenler, 2008’de imzaları atanlar yedi zaten” diyen Taçoy, “Eğer 2024 sonunda bu süre bitiyorsa bunun hesapları yapılır” dedi, ihtiyacın ileriki yıllara göre hesaplandığını söyledi.
European Green Deal’e göre ülkede yapılması gereken birçok iş olduğunu belirten Taçoy, bunlardan başta gelenlerinin enterkonnekte konusunun avantaj ve dezavantajlarına bakmak olduğunu belirtti, Güney Kıbrıs’ın enterkonnekte konusundaki çalışmalarına değindi.
Konuyla ilgili çalışmalarının tutanaklarda yer aldığını ifade eden Taçoy, enterkonnekte avantaj getirecekse bunun yapılması gerektiğini kaydettii “Tartışılması gereken hangi yöntemin ülkeye daha çok fayda getireceği olmalıdır” diye konuştu.
7 yıllık sürede yapılması gerekenlerin belli olduğunu, doğal gazın ülkeye gelmesinin şart olduğunu kaydeden Taçoy, güneş enerjisinden en fazla verim almak için yapılması gerekenlerin, enterkonnekte gibi konuların ele alınması olduğunu söyledi.
Meclis’in belki ayrı bir gündemle bunu ele alması gerektiğini söyleyen Taçoy, gençlerin geleceğinin de bunlardan yattığını ifade etti.
Planlarının tek bir yöntemle enerji sorununu çözmek olmadığını kaydeden Taçoy, çok yönlü bir çalışma yaptıklarını anlattı.
Yeniden söz alan CTP Milletvekili Salahi Şahiner, “burası yalan söyleme yeri değildir” dedi ve AKSA’yı getirenin CTP olmadığını, şirketin UBP-DP hükümeti döneminde ülkeye geldiğini, sözleşmeyi kendilerinin imzalamak durumunda kaldığını söyledi.
Yerinden söz alan Bakan Taçoy, “yalancı” ifadelerinin tutanaklardan çıkarılmasını istedi. Taçoy, hiçbir şekilde yalan söylenmediğini belirtti, iki sözleşmenin alınıp karşı karşıya konmasını istedi.
Daha sonra CTP Milletvekili Doğuş Derya “Gerici faaliyetlere ve hak gasplarına sessiz kalan devekuşu hükümetine sorular” konulu konuşma yaptı.
Konuşma başlığını okuyan Meclis Başkanı Zorlu Töre “devekuşu” suçlamasının başlıkta yer almaması gerektiğini söyledi.
Derya ise devekuşu teriminin açıklamasını yaparak, toplumsal tepkilere açıklama yapılmaması nedeniyle bu terimi kullandığını anlattı.
Ülkeyi tanımayan, sosyolojisi ve tarihini bilmeyenlere seslenen Derya, Kıbrıs Türk toplumunun temel özelliğinin din ve vicdan konularında birbirlerine karşı saygı ve sevgi göstermesi olduğunu söyledi.
Topluma sürekli din ve yaşam tarzı dayatmaları yapıldığını kaydeden Derya, 1974’ten bu yana ülkeye sürekli bir Türkleştirme politikası zerk edilmeye çalışıldığını kaydetti.
Son dönemlerde Türkiye’deki iktidarın Kıbrıslı Türkleri yeterince Müslüman görmeyişi nedeniyle dini faaliyetlere ve camilere ayrılan paraların da toplumun bünyesiyle çok da uygun olmadığını anlatan Derya, küçük yaştaki çocukların camilerde derneklerde eğitime tabi tutulması faaliyetlerinin de dışarıdan finanse edildiğini belirtti.
Din İşleri Başkanı’nın neden Türkiye’den atandığını soran Derya, Din İşleri Başkanı olarak atanan kişinin hangi devlet tarafından maaş ödemesi aldığını da sordu.
KKTC yasalarınca kurulan Din İşleri Başkanlığının tüm dinsel faaliyetlerinin yasalara göre ve laik bir çerçevede yapılmasını öngören kurumun başına getirilmiş bu kişinin faaliyetleri konusunda hükümetin ne düşündüğünü de sordu.
Ünsal’ın verdiği röportajlara işaret eden Derya, Ünsal’ın “Din İşleri Başkanı mıyım? Kıbrıs Müftüsü müyüm?” diye sorduğunu kaydetti; Ünsal’ın Kıbrıs Türk aile yapısını yozlaşmış olarak tanımladığını söyleyen Derya, Din İşleri Dairesi’nin din eğitimiyle ilgili faaliyet olmadığı söylendiği halde, dairenin çocuklara camilerde eğitim verdiğini, aile okulu seminerleri verdiğini, “Allah’ın evine seyahat” başlıklı konuşmalar yaptığını, değişik bölgelerde “Hak’tan halka ilahi mesajlar” konulu din sohbetleri düzenlediğini ifade etti.
Ünsal’ın kendisini KKTC memuru olarak görmediğini, Ünsal’ın ofisinde Denktaş, Küçük ve KKTC Cumhurbaşkanı fotoğraflarının bulunmadığını söyleyen Derya, aynı kişinin Türkiye Diyanet TV’den ve Din İşleri Başkanlığı sitesinde siyasi yorumlar da yaptığını kaydetti.
Yasalara göre evlilik içi tecavüzün suç olduğunu anımsatan Derya, Ünsal’ın yatak davetine icabet edeceksiniz demesinin suç olduğunu kaydetti buna karşı adım atılmamasını eleştirdi.
Dün yapılan yürüyüşe işaret eden Derya, bu yürüyüşte talep ettikleri gibi, Ünsal’ın derhal görevden alınması, istisnai yurttaşlığının iptal edilmesi, camii, dernek, vakıf adı altında çocukların istismar edildiği politikaların durdurulması, zorunlu din derslerinin kaldırılması, cinsiyet eşitliğinin müfredata girmesini istedi, Ünsal hakkında neden hâlâ soruşturma yapılmadığını sordu.
Derya, kurumların birilerinin ideolojik faaliyetlerine alet edilmemesini de istedi.
TAK/BRT