Jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz, 6 Şubat depremlerinden sonra Samandağ-Kıbrıs faylarında bir stres artışı yaşandığını, ancak bunun deniz içerisinde büyük bir deprem yaratma olasılığının düşük olduğunu belirtti.
Tüysüz, sosyal medya hesabından, Kıbrıs depremlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Kıbrıs’taki depremlerin çoğunun kaynağı adanın güneyinde deniz içerisinde bulunan faylardan kaynaklanır” diyen Tüysüz, Kıbrıs’ta M.Ö. 26 ile M.S. 1900 yılları arasında, 8 şiddetine varan 16 yıkıcı depremin meydana geldiğini, bunların çoğunun adanın batısındaki Baf civarında yoğunlaştığını aktardı.
Tüysüz “1953 yılında 63 kişinin ölümüne neden olan 6.5 ve 1996 yılındaki 6,8 büyüklüğündeki depremler de Baf başta olmak üzere Mağusa’ya kadar olan alanı etkilemiştir. Kıbrıs’ın depremler yönünden en aktif kesimi Baf’tan Limasol’a oradan da Larnaka ve Mağusa’ya uzanan kıyı şerididir” ifadelerini kullandı.
Tüysüz, twitter hesabındaki paylaşımını şöyle sürdürdü:
“Kuzey kesimi oldukça sakin olan adanın Hatay ve Adana’ya bakan kesiminde yakın geçmişte olan depremler bu haritada verilmiştir (Drawchech vd., 2022). Deniz içerisinde ve karada olan depremler Kıbrıs kıyılarında tsunamiye de neden olmuştur
Tsunamiler de büyük ölçüde güney kıyılarını etkilemekle birlikte yakın zamanda yaptığımız çalışmalarda kuzeybatıda da tsunami çökellerine rastladık. Evelpidou vd (2022) tsunamilerin Lübnan ve Suriyede’ki depremlerle de ilişkili olduğunu belirtmişlerdir.
1896 dan bu yana Kıbrıs depremlerinin gösterildiği haritada da depremlerin güney ve batıda yoğunlaştığı görülmektedir. Kuzey Kıbrıs’ta karada ve karaya yakın depremler ise daha çok Mağusa-Tuzla civarındaki küçük faylardan kaynaklanmaktadır.
6 Şubat depremlerinden sonra Samandağ-Kıbrıs faylarında bir stres artışı yaşanmış ise de bunun deniz içerisinde büyük bir deprem yaratma olasılığı oldukça düşüktür.”