TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kıbrıs’ta bize de çelme takmaya çalışıyorlar” dedi.
TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in davetine icabetle günübirlik çalışma ziyareti dolayısıyla gittiği Rusya’nın Soçi şehrinden dönüşte, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Afrika’da bazı ülkelerde meydana gelen darbeler hatırlatılarak, “Sömürgeciliğe karşı bir uyanış olarak mı algılamak lazım yoksa demokrasinin sekteye uğratılması mı?” sorusu üzerine Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu:
“Afrika ülkelerinin takındığı bir tavır var. Diğer taraftan diriliş halinde olan ülkeleri, direnen ülkeleri susturmak, durdurmak için adım atan ülkeler var. Mesela İngilizlerin tavrı… İngilizlerin Rusya ile münasebetlerinin nasıl olduğunu biliyoruz, tamamen ters. Bir taraftan da Kıbrıs’ta bize de çelme takmaya çalışıyorlar. Bu konuyu da Sayın Putin ile ele aldık. Rusya’nın Kıbrıs’a ofis açma olayındaki duruşu, Kıbrıs ile ilgili gelişmeler ve şu anda tahıl koridoruyla ilgili gelişmeler, Türkiye’nin bölgedeki ağırlığını her şekilde hissettirmekte.”
– “Kerkük’ün yapısını bozacak faaliyetlerden uzak durulmalı”
Erdoğan, Irak’ın Kerkük kentinde yaşanan olaylar ve Irak merkezi hükümetinin tavrı hatırlatılarak, “Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile birlikte PKK ile mücadele konusunda yeni bir süreç oluşturulabilir mi?” şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:
“Kerkük konusuyla ilgili olarak da gerek Dışişleri Bakanım Hakan Fidan gerekse istihbarat birimlerimiz konuyu sıkı takip ediyorlar. İşin sıkı sıkıya takibi neticesinde gerek Irak Başbakanı Sayın Sudani ile yapılan görüşmeler gerekse oradaki muhataplarıyla yapılan görüşmeler neticesinde şu anda Kerkük’te nispeten sakin bir hava var. Dışişleri Bakanı’m Hakan Fidan’a ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’a durumu yakından takip etmeleri gerektiğini de söyledim.
Barzani ailesiyle görüşmeler yapıldı, Sudani ile görüşmeler yapıldı. Dün de Dışişleri Bakanı’m Hakan Fidan’ın İran’da yaptığı açıklamalar neticesinde bugün itibarıyla hava sakin gözüküyor. Konuyu takip ediyoruz. Bölgenin barış ve huzuru için Kerkük’ün yapısını bozacak faaliyetlerden uzak durulmalı. Kerkük’ün yapısını bozacak her eylem, Irak’ın bütünlüğünün bozulması demektir. Türkmen yurdu Kerkük, yüzlerce yıldır farklı kültürlerin bir arada barış içinde yaşadığı coğrafya olmuştur. Bu coğrafyanın huzurunun, bütünlüğünün bozulmasına izin vermeyeceğiz.”
– “Ülkemizi, bölge coğrafyası için önemli bir doğal gaz üssü haline getireceğiz”
Rus gazının Türkiye üzerinden Avrupa’ya aktarılmasıyla ilgili çalışmaların ne aşamada olduğuna ilişkin soru üzerine Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmede enerji sektörünü ayrı başlıklarla ele aldıklarını belirtti.
Erdoğan, enerji ürünlerinin Türkiye üzerinden Avrupa’ya ve dünyaya ulaştırılması için farklı projeleri hayata geçireceklerini bildirerek, şöyle devam etti:
“Türkiye’de kurulacak doğal gaz merkeziyle hem enerji nakil hem de fiyatlandırma konularında ilerleme sağlanacaktır. Ülkemizi enerji üssü yapacağız demiştik, bunun için gerekli altyapı ve fiziki imkanları sağlıyoruz. Son yıllardaki yatırımlarımızla ülkemizi bölge coğrafyası için önemli bir doğal gaz üssü haline getireceğiz. Türkiye’yi önce bölgesinin sonra da küresel enerjinin merkezi haline getirme hedefimize adım adım yaklaşıyoruz. Enerji diplomasisinde elde ettiğimiz başarılarla Doğu Akdeniz’de Türkiye olmadan bir adım atılamayacağını kanıtladık. Şimdi de doğal gaz alanındaki anlaşmalarla ülkemizi enerji üssü haline getiriyoruz. Kazan-kazan esasına dayalı olarak yürüttüğümüz Türkiye-Rusya enerji ilişkisini ülkelerimiz menfaatlerine sürdürmekte kararlıyız.
Bu konuyla ilgili Türkiye olarak değişik bir plan sunuyoruz. İstanbul’daki Finans Merkezi’miz gibi Londra’da, Hamburg’da belli işler için kurulmuş merkezler örneğinde olduğu gibi doğal gazla ilgili de bir merkez kurma planımız var. Rusya ile bu planımızı görüşeceğiz. Trakya’daki hatların ötesinde ülkemizi böyle bir merkez haline getirelim istiyoruz. Bu merkezi de sadece doğal gaza hitap eden değil, enerjiye, madenciliğe hitap eden bir merkez olarak planlıyoruz. Geniş çaplı hedefleri olan bir merkez oluşturalım istiyoruz. Enerji, doğal gaz, madencilik gibi konularda kim ne yapmak istiyorsa bu merkeze gelsin istiyoruz. Ataşehir’de Finans Merkezi’mizin bir bloğunda bu merkezi kurabiliriz. Bu işi finansın, paranın merkezinde örgütleyebiliriz.
– “11, 12 yenilgi alıyorsun ve yenilgiden sonra hala faturayı millete kesiyorsun”
Erdoğan, “CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu seçim yenilgisinin sebebini vatandaşlara bağladı. Kılıçdaroğlu, ‘Kitleler Sayın Erdoğan’a oy veriyorsa o kitlenin sorgulanması gerek. Toplumsal sorunumuz vardır’ dedi. CHP liderinin bu sözlerini nasıl değerlendirirsiniz? Muhalefet neden özeleştiri yapmayı tercih etmiyor?” sorusu üzerine şu değerlendirmede bulundu:
“Bu sorunun muhatabı aslında Kılıçdaroğlu’nun kendisidir. Bu açıklamaları anlamak mümkün değil. Burada gerçekten akli bir sıkıntı var. Sen kalkıyorsun 11, 12 yenilgi alıyorsun ve yenilgiden sonra hala faturayı millete kesiyorsun. Parlamentoda ne yazıyor? ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyor. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre millet seni istemiyor, sana ‘git’ diyor, ‘sen bu işten anlamazsın’ diyor. Ama sen hala kalkıyorsun ‘altılı masa’ diyorsun, ‘gerekirse on altılı masa’ diyorsun. Sen kaç tane masa kurarsan kur, senden bir şey olmaz. Sen işi bitirmişsin. Şu anda sandalyeyi nasıl korurum ona bakıyorsun. Senin belediye başkanın geliyor, otobüsün üzerinden sana bir tane koltuk hediye ediyor, atıyor onu aşağıya. Sen hala o koltuğa tutunmaya çalışıyorsun. Bir defa demokrasi mücadelesini ve demokrasiyi de anlamış değil.
CHP Genel Başkanı’nın demokrasi anlayışına bir kez daha üzülerek şahit oluyoruz. Milli iradeye saygısız bir kişilik olarak, yaptığı açıklamalar nedeniyle CHP’ye gönül veren vatandaşlarımı incitiyor. Daha partisinde demokrasiyi işletmeyen bir şahsın, millet iradesine saygı duymasını beklememek lazım. Terör örgütlerine tek bir söz söylemeyen, kendisine oy isteyen teröristlerden rahatsızlık duymayan Kılıçdaroğlu, herkesten de kendisi gibi terörist sevici olmasını bekliyor. Kılıçdaroğlu’ndan seçim başarısı bekleyen vatandaşlarım da bunun artık bir hayal olduğunu anlamışlardır. Çünkü başarısızlık karşısında tavrı sorgulanması gerekenin siyasiler değil, vatandaş olduğuna inanan bir genel başkanları var. Genel başkan sıfatıyla girdiği her seçim hezimetine farklı bahaneler bulan, kendinden başka herkesi suçlu ilan eden Kılıçdaroğlu, bu açıklamalarıyla siyaseti bilmediğini bir kez daha kanıtladı. Ancak millet iradesine saygı duymayan, demokrasiyi içselleştirmemiş, varlığını vesayet odaklarına endekslemiş bir muhalefeti de ne ülkemiz ne de vatandaşlarımız hak etmiyor. Değişimden söz edenler öncelikle millete tepeden bakan tavırlarını terk etmeli ve milletin beklediği asıl değişimi gerçekleştirmelidir.”
– “Yerel seçimlere dair Cumhur İttifakı olarak istişarelerle yol alıyoruz”
Erdoğan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yerel seçimlere ittifak halinde değil tek başlarına gireceklerini ve diğer partileri de buna davet ettiğini söylediği anımsatılarak, “Akşener, CHP-İYİ Parti birlikteliğinin bittiği yönünde mesajlar verdi ama İstanbul ve Ankara için kapıyı açık bıraktı, işbirliği yapılabilir dedi. Akşener’in yaptığı çağrıyı ve millet ittifakının dağılmasını nasıl yorumlarsınız?” sorusu üzerine, şunları kaydetti:
“Bizim Cumhur İttifakı olarak oturmuş bir yapımız var. Bu oturmuş yapıyla biz yolumuza devam ediyoruz. Hedefimiz Türkiye genelinde 81 vilayetin 81’inde de en ideal adaylarımızı inşallah bulup, bunlarla beraber yola devam etmek. Her şeyden önce İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerimizi, deprem darbesi yemiş olan 11 vilayetimizi, hepsini masaya yatırıp buralarda güzel bir çıkış sağlamak ve bu çıkışla beraber de 31 Mart seçimlerinde hedeflerimize ulaşmayı Cumhur İttifakı olarak belirledik. Yolumuza da bu şekilde devam edeceğiz.
Yerel seçimlere dair Cumhur İttifakı olarak istişarelerle yol alıyoruz. Anladığım kadarıyla onların bir istişare zemini bile yok. Biri işbirliğinden diğeri ayrılıktan söz ediyor. Hanımefendi’nin bu yaklaşımı pazarlıkta el yükseltme gayretinden başka bir şey değil. Geride bıraktığımız seçimde masaya bir oturan bir kalkan siyaset anlayışından ne kadar tutarsız siyaset yaptıklarını gördük. Seçim yaklaştıkça aynı manzaraları göreceğimizden milletimizin şüphesi olmamalı. Kimlere ne sözler verildi, kiminle hangi pazarlıklar yapıldı; bunların bir kısmı ortaya saçıldı, bir kısmı da ilerleyen günlerde ortaya dökülecektir. Yerel seçimde de kimlere neler verileceğini, hangi kavgaların çıkacağını yenilgilerinin sonunda öğreniriz.”
– “En doğru adayları belirleyeceğiz”
Erdoğan, “81 ilde yerel seçimlere Cumhur İttifakı olarak mı girecekleri” sorusunu şöyle yanıtladı:
“81 vilayeti masaya yatırıp nerede, nasıl, kimle kazanırız, bunların hepsini konuşacağız. Görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız bunları beraberce görüşecekler, nihai kararları da biz vereceğiz ve o şekilde yola devam edeceğiz. Cumhur İttifakı’nda bizim bir sıkıntımız yok. Kimsenin şüphesi olmasın Cumhur İttifakı olarak bizler milletin çizdiği istikamette ilerlemeye devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Devlet Bey ile son görüşmemizde de bu işleri en güzel şekilde ele aldık. Devlet Bey’in de hitabıyla ‘koçbaşlarını belirleyip’ yola öyle devam edelim. Cumhur İttifakı’nı en iyi temsil edecek, ilkelerimizi yerelde yaşatacak adaylarla milletimizin karşısına çıkacağız. Şehirlerimizi CHP’nin çöp, çamur, çukur siyasetinden kurtaracak en doğru adayları belirleyeceğiz. İnanıyorum ki Türkiye’nin yönetimini CHP ve şürekasına teslim etmeyen vatandaşım, şehirlerinin idaresini de işin ehline yani Cumhur İttifakı’na teslim edecektir.”