Veteriner Hekimler Birliği’nden mavi dil hastalığı hakkında açıklama: “Et ve süt tüketiminde risk yok”
Eklenme Tarihi: 01 Kasım 2024

Kıbrıs Türk Veteriner Hekimler Birliği (KTVHB), eylül ayı ortalarında ülkede özellikle küçükbaş hayvanlarda görülen mavi dil hastalığına bağlı olarak toplumda “güvenli hayvansal gıda arzı” konusunda gelişen endişelerle ilgili açıklama yaparak, mavi dil hastalığının insanlara bulaşmadığını, et ve süt ürünlerinin tüketilmesinde halk sağlığı açısından bir risk olmadığını belirtti.

KTVHB Yönetim Kurulu adına Başkan Veteriner Hekim Burak Toksoy’un konuya ilişkin açıklamasında, “Mavi dil hastalığı zoonoz bir hastalık değildir. Dolayısıyla insanlara bulaşması olası değildir.” diyerek, “Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WOAH) bildirilerine göre de bugüne kadar, direkt hayvana temasla veya hayvansal ürün tüketimi kaynaklı (taze et, süt, işlenmiş ürün, vs.) Mavi Dil hastalığının insanlara bulaştığı yönünde hiçbir tespit ve kayıt bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.

– Hastalık varlığından şüphelenilen işletmelere karantina uygulanır

Toksoy, hastalık semptomu gösteren hayvanlar için, hayvan sahibinin Kaza Veteriner Dairesi ve veteriner hekimine ihbarı sonrasında ikincil hastalıklara karşı koruyucu ve semptomatik tedavi protokolü başlatıldığına işaret ederek, devamla şunları kaydetti:

“Hastalık varlığından şüphelenilen işletmelere Veteriner Dairesi tarafından hayvan hareketi yasağı (karantina) uygulanır. Buna göre işletme sahipleri hiçbir şekilde damızlık ve/veya kasaplık nitelikli hayvan alım ve satımı yapamaz. Kasaplık hayvan satışları, üreticinin bağlı bulunduğu Kaza Veteriner Dairesinin iznine bağlı olarak ve veteriner hekim muayenesi sonrası sadece sağlıklı olup herhangi bir hastalık semptomu göstermeyen hayvanlar için gerçekleştirilir. Ayrıca Veteriner Mevzuatında belirtilen kurallar gereğince de Veteriner Dairesi Müdürlüğü’nden ruhsatlı mezbahalarda kesim öncesi yapılan kayıt ve sağlık muayeneleri esnasında hastalık semptomu gösteren ve eti insan tüketimi için risk teşkil eden hayvanların kesimine izin verilmeyerek, yerinde imha edilmeleri sağlanmaktadır. Mavi Dil hastalığından ayrı olarak mezbahalarda yapılan kesim öncesi canlı hayvan muayenesi esnasında viremi ve/veya septisemi durumlarında yüksek ateş varlığı söz konusu olduğu zaman, hayvanın kesimine izin verilmeden doğrudan imha edilmesi sağlanmaktadır.”

– Güvenli hayvansal gıda üretimi ve piyasaya taze et arzı …

Toksoy, güvenli hayvansal gıda üretimi ve piyasaya taze et arzı konusunda, canlı hayvanın gıdaya dönüştüğü tesislerde (mezbaha) yetkili makamlar ve belediyelere “büyük görev” düştüğüne işaret ederek, şu ifadelerde bulundu:

“Veteriner Mevzuat Kuralları gereği ülkemizde faaliyet sürdüren tüm mezbahalar, Veteriner Dairesi’ne kayıtlanarak ruhsat almak zorundadır. Fakat bilindiği üzere ruhsatlandırma işlemleri halen hiçbir belediye mezbahasına uygulanamamış olup, bu mezbahalar halen yetkili makamdan ruhsatsız olarak ve daha önceki dönemlerde de basına da yansıdığı üzere gayri sıhhi koşullarda hizmet yürütmeye devam etmektedir. Son 5 yıllık sürede Veteriner Dairesi’nin yetkisi ve/veya ilgili bazı belediye yönetimlerinin kendi rızalarıyla 6 adet mezbaha kapatılmıştır. Fakat kalan diğer belediye mezbahaları düzeltme faaliyetlerine devam etmekte ve halen faaliyetlerini sürdürmektedirler.”

– Mavi Dil hastalığına bağlı ölen hayvanların tazmin edilmesi konusu…

Toksoy, Birliğin Mavi Dil hastalığına bağlı ölen hayvanların tazmin edilmesi konusunda Genel Tarım Sigortası Fonu kapsamının ve kriterlerinin tekrar gözden geçirilerek, ölen hayvanların birim kilo ücretle değil, hayvan türüne ve yaş aralığına göre değişen ücretlerle tazmin edilmesinin “daha doğru olacağı”  yönündeki görüşünü de yineledi.

Şu an ilgili mevzuata göre Mavi Dil hastalığından ölen hayvanların ortalama kilosuna göre belirlenen ücretin bir kısmının tazmin edildiğini belirten Toksoy, “Tazminat oranının tekrar gözden geçirilerek, hızlı gelişen ve kontrol dışı çevresel faktörlerin (rüzgar şiddeti, yönü, hızı, hava sıcaklığı, vs.) vektörel yayılımda etkili olduğu bu tip hastalıklarda, özellikle üreticilerin ve diğer kurumların hayvanları korumada etkisiz ve yetersiz kaldığı durumlar söz konusu olduğunda, üreticinin en az maddi zararla atlatabilmeleri sağlanmalıdır.” dedi.

Toksoy, “KTVHB Yönetim Kurulu olarak, ilgili yetkili makamların yasal çerçevede almış olduğu doğru ve hızlı kararların;  eksik ve/veya yanlış uygulamalar ve yönlendirmeler ile toplum sağlığını olumsuz etkileyecek durumlar söz konusu olduğunda, gerekli düzeltme faaliyetlerinin yetkili makamlarca yapılmasının; toplum sağlığı gözetilerek yetkili makamlar tarafından uygulanacak düzeltici faaliyetlerin ve yasal yaptırımların caydırıcı şekilde uygulanmasının destekçisiyiz” dedi.